Ve sıra New York’a gelir. Dizilerde/filmlerde izlediğiniz, gitmeden birçok yerini bildiğiniz şehir. Az mı izledik Manhattan’ı, Empire State Binası’nı ya da Central Park’ı. Adeta her köşesi tanıdık.
New York’a ilk ayak basışımız ve yardımsever bir güvenlik görevlisi. Amerika fazlaca bireyselci değil miydi? Önyargılar; önyargıları parçalamanın yolu onlarla yüzleşmektir. Gittiğiniz her ülke, tanıdığınız her bir insan önyargılarınızı yıkmak için birebirdir.Tabi bu yeni önyargılar geliştirmeyeceğiniz anlamına gelmez:)
New York’a ayak basışınız aslında uçaktan inince olmuyor, metrodan inip caddelere kendinizi attığınızda anlıyorsunuz ki burası New York; dev binaların ve geniş sokakların şehri. Times Meydanı’na vardığınızda ise o ilham verici dedikleri ışıklarla karşılaşıyorsunuz, ancak doğrusunu söylemek gerekirse bana pek ilham vermedi. Boğaz’a yansıyan ışıkları NY’un ışıklarına tercih ederim. New York benim için İstanbul’daki her şeyin büyüğü gibi; binaların, yemeklerin, sokakların,mağazaların. Trafik desen burada da berbat. Kalabalık desen onu hiç sorma. Kozmopolitliğe gelince İstanbul’a bin basar.
New York’un benim için en ilginç yanlarından biri her mağazada, kasada “Hi, how are you?” diyen çalışanları. Gerçekten mi soruyorlar? Hep öğrendiğimiz o “Fine, thanks and you? ” kalıbı bu bağlam için geçerli bir cevap mı?Bu soru bir alışkanlıktan mı ibaret yoksa? “Nasıl olduğumdan sana ne”ye kadar yolu var beyninizin içinde.
Bana bu kadar gökdelen, bu kadar parlak ışık fazla galiba. Brooklyn’e geçtiğimde tam da bu yüzden kendimi daha mutlu ve huzurlu hissettim. Şehrin lokalleri burada yaşıyor olmalı dedim. Manhattan da neymiş!:)
Fast food krallığında yemeklere gelince ise diyecek şey yok. Gerçekten bir krallık, tatlılar da müthiş. İleriki yazılarımda mekanları paylaşacağım tabiki de.:)
Bir de Broadway müzikallerinden bahsetmeden olmaz. Biz önceden internetten bilet alarak Chicago’yu izledik, güzel bir deneyimdi, tavsiye edilir. En uygun fiyatlılar genelde Phantom of the Opera ve Chicago oluyor. Ünlü isimlerin oynadıkları müzikaller ise daha pahalı. Biz http://www.broadway.com/ dan almıştık biletlerimizi, ancak Times Meydanı’nda da indirimli fiyatlarla satış olabiliyor.
Peki New York’da yaşanır mı? Bence İstanbul’da yaşayabilen biri New York’da yaşamaya bir Avrupa şehrinde yaşamaktan daha kolay alışabilir, diyorum ya çok benziyorlar aslında.
Peki New York özleniyor mu? Ummazdım ama evet özlendi. Özellikle yemekleri:) Caddelerinde dolaşmak çok tanıdık bildik bir duygu..İnsan o tanıdıklığı özlüyor belki de. Rahatlatıcı hisler bunlar. Ha İstanbul’da dolaşmışım ha New York’da hissi.
Gidip görmezseniz bir şey kaybetmezsiniz ama gidin bence:)
New York’a gitmeyi planlıyorsanız “Times Meydanı“, “Brooklyn, Chinatown ve Little Italy“, “Central Park ve Doğu Yakası“, “Grand Central Terminal” ve “Rockefeller Center” yazılarıma da göz atmak isteyebilirsiniz. Bir de karnınızı acıktıracak “Magnolia Bakery” , “Junior’s Cafe“, “Empanada Mama“, “New York’ta hamburger nerelerde yenir?” ve “New York’ta kahvaltı” yazılarını atlamayın derim:)