Tiflis En İyi Kafe ve Restoranlar

Tiflis’te yeme-içme mekanlarını belirlemeden önce hem yabancı bloglar hem de tabiki her zamanki gibi yerlilerinin önerileri için spottedbylocals uygulamasından faydalandım. Bir de yüksek puanlarına bakıp kendi işaretlediklerim ya da yolda karşılaşıp beğendiklerim oldu. Üniversite yolunda beğendiğim Kona Flowers & Coffee Shop, Mziuri’ye gittiğim için es geçtiğim yerlerdendi ama dış tasarımı çok hoş duruyordu, o yüzden sizinle de paylaşmak istedim. Çiçekçiler çokça fazla olduğundan çiçekçi kafe tasarımları da Tiflis’te karşımıza çıkanlardan.

Tiflis’te gezdiğim yerler için Gezi Rehberi’me göz atabilirsiniz.

Tiflis’te En İyi Kafeler

Öncelikle Tiflis’te 3. dalga kahveciler, daha modern tarzdaki yerler Stamba’dan üniversiteye doğru giderken, dolayısıyla iyi kahve-güzel mekan birleşimi için o taraflarda gezilecek çok turistik nokta olmasa da yolunuzu düşürmenizi tavsiye ederim. Benim aşağıda yazacaklarımdan Stories, Hurma, Pulp, No More Mondays bu civarda olanlardı. TheySaidBooks‘un kafesinde oturmadım, biraz fazla karanlık geldi ama kitap-kafe modunda seviyorsanız tercih edebilirsiniz.

Slink, Fabrika Hostel’e yakın kafelerden olduğundan Pazar günü ziyaret edeyim dedim ancak arkadaşımın çok huzurlu bir yer demesi aksine dopdoluydu ve parti ortamı vardı. Hava güzelleşince Tiflis çok farklılaşıyor, kışın gidenlerin rehberlerini okuyup yazın gidiyorsanız dikkatinize. Maps’te yer almıyor ama Pazartesi günü de kapalıydı.

Madame Choux

Madame Choux kafe de arkadaşlarım otururken uğradım ancak hiç yerim yoktu, avluda sakin olması ve modern görünümü güzel ancak tiramisu deneyip çok memnun kalmamışlar.

Gittiğim tüm yerlerde de kredi kartı geçtiğini ekleyeyim, zira tüm Tiflis’i 5 kuruş bile bozdurmadan gezdim.

Stories Cafe

Stories son günümde işaretli tüm yerleri bitirmiş olmanın gururuyla kendimi yollara vurduğumda tesadüfen görüp beğendiğim bir kafe oldu. Hatta ilk kez karşı kaldırımdan geçerken aa ne güzelmiş deyip ismini yazarım diye not ettim, dönüşte de önünden geçerken dayanamayıp bir kahve için oturdum.

Bej tonlarında, yol hizasından yüksek yapısıyla dikkat çekiyor. Tüm masalarda çiçek var ve servis yapan kadın çalışanı çok güleryüzlüydü, resmen pozitif enerji doldum burada. Üstelik uzun zamandır içtiğim en iyi yulaf sütlü cappuccino buradaydı. Hem ortamı hem de kahveleriyle tavsiye edilir.

Hurma Cafe

Hurma Cafe

Yine son gün keşiflerimden, lokal tavsiyesi de olan bir mekan. Yalnız kapısında ismi Gürcü alfabesiyle yazılı olduğundan içeri girince burası Hurma mı diye sordum. Bir de nedense fotoğraflarından otantik bir yer gibi gelmişti ama modern bir mekanmış.

Hurma’nın avokadolu pestolu sandviçi Tiflis’te yediğim en iyi şey olabilir, bir kere içinde kişniş yoktu:)) Ortamı da aydınlık, çalışmak için bir köşesi de mevcut. Yola bakmayan sandalyelerin karşısında da yolu izlemek için ayna var, tabi siz kendinizi de izleyebilirsiniz, tercih size kalmış:) Dışarıda masaları çok yok ama keyifli vakit geçirdiğim, müziklerini de beğendiğim bir mekandı.

Linville

Vintage severler burada mı? Buradaysanız mekanın dizaynından fincanlarına kadar her yeri vintage tasarımda olan Linville’e mutlaka uğramalısınız. Kapısında iki kız çizimi var, zaten ilk kapı davetkar diyebilirim. Üstelik burada menüde Türk kahvesi de mevcut, tadı da hiç fena değil. Brownie’si de dondurmayla geliyor ve lezzetli.

Linville

Her bir odası ayrı vintage dekorlarla döşenmiş, koltuklarından TV şeklinde akvaryumuna, duvardaki objeler ve resimlerden mekanın renklerine her şey çok keyifli ve uyum içinde. İyi ki geldim dediğim, uzunca vakit geçirdiğim, ilham olup bana bir şeyler yazdıran kafelerden biri oldu. Sadece tatlı ve kahve değil yemek opsiyonları da var ancak ben denemedim.

Prospero’s Books & Cafe

Prospero’s Books & Cafe avlu içinde bir kitapçı ve kafe. Ben kafe kısmında maalesef Kvartz’da daha yeni kahve içtiğimden oturamadım ancak kafenin masa renkleri-ışık süslemeleriyle çok huzur verici ve şık bir havası vardı. Sabah saatlerinde oldukça sakindi de.

Prospero's Books & cafe

Kitapçı tarafını da mutlaka gezmenizi öneririm, birçok kitap İngilizce ve hediyelik olarak da alabileceğiniz güzel şeyler de mevcut. Ayrıca bu yazının ana resmindeki ayıcık da bu kitapçıdan.

Pulp

Pulp gittiğim en kalabalık kafelerdendi, üstelik Pazartesi olmasına rağmen. Gelenlerin tarzı Avrupai havadaydı, bence çoğu expat’tı diyebilirim. Benim son gün ziyaretlerimden olduğu için kahveye yerim kalmamıştı ancak biberli tuzlu bir kekinden yedim, fena değildi. Tatlıları ise muhteşem gözüküyordu:(

Pulp Cafe

Dışardaki oturma yerleri ağaç altında iki bank ve birkaç rahat masadan oluşuyordu, ortam sosyalleşmeye de çok uygun. Kahve dışında içecek seçenekleri pek yok, soda vs. satılmıyor ama insanların bu kadar tercih etmesinden kahveyi de iyi yaptıklarını düşünüyorum.

Cafe Mziuri

Kafe dediğime bakmayın yemek, içki vb. de var. Mziuri parkın içinde olduğundan oldukça huzurlu bir yer. Müziklerine ise ba-yıl-dım, hatta playlistleri varmış, onları buldum evde hala dinliyorum. Jazz ve sakin pop müziklerden oluşan birkaç liste…

Cafe Mziuri

Burada her yerde olmayan Gürcistan craft birası Black Lion denedim, lezzetliydi. Üniversite ve iş merkezlerine yakın olduğundan farklı kişiler tercih ediyor, ben otururken çokça expat geldi. Akşamları da fotoğraflarından gördüğüm kadarıyla keyifli bir mekan olabilir diye düşünüyorum.

The Museum

The Museum Cafe

The Museum, Gürcistan Güzel Sanatlar Müzesi’nin kafesi. Müze ziyaretçisi olmasanız da girebiliyorsunuz. Duvarları çok renkli fotoğraflar ve yazılarla süslü. Tatlı vitrini oldukça göz alıcı, ben sadece ufak bir antep fıstıklı choux tercih ettim, çok müthiş olmasa da lezzetliydi. Cappuccino’sunu ise pek beğenmedim. Yine de tuvaletinde bile göz şeklinde aynası olan adeta müze gibi süslenmiş bu kafe soluklanmak için keyifli bir opsiyon.

No More Mondays

Öncelikle isim olarak çekici olsa da biraz küçük bir iç mekanı var, dış masalar da kaldırımda yürüyenlerle çok iç içe ya da çöp kutusuna bakıyor. Bu durum biraz beni üzdü. Neyseki humuslu ekmek üstü kahvaltı moralinizi yükseltiyor. Yediğim en iyi humuslu ekmek üstü kahvaltı olmasa da lezzetliydi, kahvesi de bana göre biraz sert olsa da fena değildi.

Kvartz Kafe

Burası her influencer’da gördüğünüz, oldukça popüler olan, resminizin kahve bardağına çizildiği kafe. Ne kadar benzediği tartışılır ama Tiflis’ten yanınızda götürmek için güzel bir anı diye düşünüyorum. Kafe olarak çok küçük, ben Cumartesi sabah saatlerinde gittiğim için belki de boştu, hiç sıra beklemedim. Kahve dışında yemek için kruvasan vb. bir şeyler yoktu. Kahvesi de fena değil.

Leila Cafe

Cafe Leila

Burası merkezde, Old Town’da yer alıyor. Fotoğraflarından daha büyük ve daha güzel gibi hissetmiştim ancak içine girince biraz hayal kırıklığı yaşadım diyebilirim. Duvarlarının dekoru değişik bir hava katsa da bence gidilmese de olur. Türk kahvesi ve elmalı pay söyledim, Amsterdam’daki elmalı paylara hiç benzemese de tadı fena değildi. Servis ettikleri fincan ve tabaklar ise hoştu.

Uli-Croissant Kafe

Uli Croissant

Uli’yi ilk sabahımda kruvasan için tercih ettim. Tercihimdeki ana sebep ise banklara koyduğu ayıcıkları oldu diyebilirim. Birçok kruvasan çeşidi var, özellikle tatlı seçenekler. Ben klasik tercih ettim, ortalama bir kruvasandı, sadece kruvasana adanmış bir yerden insan en iyisini bekliyor sanırım.

Bok-Art Souvenir Store & Cafe

Betlemi Merdivenleri’nin aşağı inerken başlangıcında yer alan bu hediyelikçiye tesadüfen girdim. El yapımı birçok obje ve güzel magnetler var.

Bok-Art Souvenirs

Ayrıca balkonlarını kafeye dönüştürmüşler. Anladığım kadarıyla sadece içecek servis ediyorlar ancak manzara ve ortam çok hoş. Ben midem dolu olduğundan çok istesem de oturamadım, yoksa kafa dinlemek için bile oturmaya değerdi.

Tiflis’te En İyi Restoranlar ve Barlar

Tiflis’te yemek noktasında çoğu kez tek başıma olduğumdan çok şık mekanlarını notlarım arasında olmasına rağmen tercih etmedim. Ayrıca gece kulüplerinden Bassiani diye bir kulübe uğradık ancak kapıda çok marjinal tipler vardı, ve 4 kadın olmamıza rağmen “Not Tonight” diyerek bizi geri çevirdiler. Önümüzdeki grupları da çokça geri çevirdiler, zaten geri çevirmesiyle ünlü bir mekan. Etrafı çok izbe, stadyum altında, girişi de hayli yüksek ücretli. Bence denemeye değmez.

Notlarım arasında yerlilerinin tavsiyesiyle Ambavi ve Canudos gece klüpleri kategorisinde vardı, özellikle Ambavi’yi çok merak etmiştim ancak programa sığdıramadık. Lolita da gece veya yemek için tercih edilebilir demişlerdi, yine önünden geçtiğim ve merak ettiğim bir yer oldu. Rooms Otel’in Kitchen’ı da yemek ya da kahvaltı için tercih edilebilir, ortamı hoş. Daha söylenecek çok yer var, bir dahaki sefer olursa umarım onları da denerim.

Bazari Orbeliani

Ayrıca farklı mutfakların yer aldığı yemek merkezi (food hall) Bazari Orbeliani’ye uğradım ancak tokken uğradığım için restoran/kafe deneme fırsatım olmadı. Gürcü mutfağından ve özellikle kişnişten sıkılıp farklı mutfak denemek isterseniz uğrayabilirsiniz. 2 katlı bir alan, oturma yerleri kimi restoranın önünde daha az kimisinin kendine ait bir alanı var. Öğlen saatlerinde bile kalabalık olan restoranlar ve kafeler vardı. Mutlaka gidin diyeceğim bir yer değil, ancak civarda ve açsanız uğrayabilirsiniz. Bazı restoranların/kafelerin puanları düşük bazılarının yüksek, seçim yapmadan önce bakmanızı öneririm. Coffee Lab önerilen yerlerdendi.

Amo Rame Bani

Lokal önerilerinden olan Amo Rame açlıktan ve rüzgardan mahvolmuşken karşıma beklemediğim anda karşıma çıkan bir restoran oldu. Beklemediğim anda diyorum, çünkü ben farklı bir şubesini işaretlemiştim. Burası gittiğim yerler arasında tasarım olarak en şık olanıydı. Birçok lokalin de tercih ettiğini kalabalıktan ve dilden anlayabiliyorsunuz.

İçerisinin özellikle bahçeye bakan kısmın tasarımı çok hoş, ışıklandırmalarından masadaki çiçeklere ve perdelere her şey ince düşünülmüş.

Amo Rame Bani

Maalesef tüm Gürcistan’da olduğu gibi kişniş problemi burada da var, avokadolu salatadan bile kişnişi çıkaramıyoruz dediklerinde bittim. Mercimek çorbası daha garanti geldiğinden çorba söyledim ancak onu da belliki kişnişle blender’da çekmişlerdi. Gürcü mantısı olan Khinkali söylemek istedim ancak 40 dk beklemeniz gerekir deyince vazgeçtim yoksa khinkalisi de meşhur olan yerlerdendi. Ben de Gürcü pidesi khachupuri’nin bir versiyonunu söyledim, yumurtasız ve üstü kapalı. Yediklerim arasında en lezzetlisi olabilir. Ayrıca kişnişsiz olduğundan nerdeyse her gün bu pideden farklı yerlerde yedim:)

Buraya dair en sevmediğim şeyse belki yoğunluktan çalışanların bazılarının asık suratları oldu. Yine de lezzetleri, menünün genişliği ve ambiyansıyla önereceğim yerlerden.

Cafe Daphna

Normalde kapısında saat 7-8 gibi sıra olan bu mekana 21:30’da gidince sırasız girdik. Duvarların rengi ve duvarda asılı resimler ortama hem modern hem de sıcak bir hava katmış. Khinkali denedik, burada da servisi oldukça yavaş oldu, kişnişli olması dışında iyiydi ama bence bizim mantımız büyüktür Gürcü mantısı. Patatesli olanında kişniş yokmuş, kişniş sevmeyenlerin bilgisine. Birasının şişelerinin biçimi de çok hoştu.

Cafe Daphna’da hem panna cotta hem de balkabaklı tatlısından yedik. Özellikle balkabağı çok sevmeyen biri olarak balkabaklı tatlısına bayıldım, bizim klasik tatlımızdan çok uzak modern bir yorum. Daha önce hiçbir yerde görmemiştim. Altında çıtır krokanı ve üstündeki sosuyla Panna cotta da lezzetliydi.

Puri Guliani

İlk gece gidip bahçesine bayıldığım yerlerdendi, ışıklandırmaları çok hoştu. Servis ise biraz sıkıntılı, oldukça yavaş. Tabi kalabalık olmasının da etkisi vardır.

Puri Guliani

Üstü kapalı yumurtasız pidelerinden söyledim, hamuru çok lezzetliydi, iç harcı da ilk başta çok etkileyici gelmese de orta kısımda farklı bir peynirle karıştığında daha lezzetli olmuştu. Sour Cherry kokteyli tercih ettim ancak ekşiden çok tatlıydı maalesef. Limonatasını içenler bayıldı, birçok masada da bu tercih edilmişti. Garsonun önerdiği Gürcü beyaz şarabını ise ekip beğenmedi. Bir de müzikleri biraz iç bayıcıydı. Daha güzel müzikle ambiyans çok daha etkileyici olabilecekken neden tercih etmiyorlar bilemedik.

RadioCafe

RadioCafe yine lokal önerilerinden biriydi. Biz girmeden önce dışarda piyano çalıyordu ama biz oturduğumuzda müzik bitti, üzdü:(

Radio Cafe

Ortaya zeytinyağlılardan ve peynirden oluşan Gürcü tabağı, patatesli ve domuz etli yerel bir yemeğini, 3’lü pide seti (mantarlı, ıspanaklı ve klasik tercih ettik), şişe şarabın kampanyası dahilinde şarap tabağı söyledik. Bir de biberiyeli ekmeğinden geldi. Biberiyeli ekmek gerçekten çok lezzetliydi. Pidelerini ben hamurişi sever olduğum için ıspanaklı hariç beğendim, mantarlısı pizzaya benziyordu tat olarak. Patatesli ve etli yemeği ise biraz yavan geldi. Şarap tabağı klasikti, Gürcü tabağındakilerin de bazılarını beğendik, bazıları çok hoşumuza gitmedi. Beğenmediğimiz şeyleri de Tiflis’in sokak köpekleriyle paylaştık:) Çok da mutlu oldular, pide bile yedi bir tanesi, çok açmış yavrum.

Moulin Electrique

Moulin Electrique

Aslında burayı gece eğlencesi, bar, kafe ya da yemek için yazabilirim, hepsine uyar ancak biz bir şeyler yediğimizden yemek kısmını yorumlayacağım. Kişniş olmaması umuduyla salatalık domatesli ve kuruyemiş soslu Gürcü salatasından istedim, gelin görün ki sosun içine kişniş koymayı ihmal etmemişler:( Moulin patatesi önce haşlayıp sonra kızartıyorlarmış, kişnişsiz olduğu için en iyisi oydu. Tuna sandviç tercih eden arkadaşım da memnun kaldı, ekmeği lezzetli gözüküyordu özellikle. Soslu tavuk göğsü ızgaralı salatanın salatasında da kişniş yoktu ilginç bir şekilde ve lezzetliydi. Ben orman meyveli limonata tercih ettim, arkadaşlarım da orman meyveli prosecco. Orman meyveleri gerçekten lezzetliydi, pipetle yakalayıp yemeye çalıştık.

Ortam olarak rahat, salaş, avlu ortasında bir yer; aslında ambiyans olarak güzelleştirilmeye müsait ama böyle bir ortam bilerek tercih etmişler sanırım.

Fabrika’daki Restoran ve Barlar

Fabrika Hostel

Fabrika’da da çokça bar seçeneği mevcut, hizmet olarak hepsi benzer bence. Çok kalabalık olduğunu unutmamak lazım, özellikle haftasonu yer bulmak zor. Biz güzel havada içeride oturmak durumunda kaldık. Sadece mojito içtiğim için restoran kısmına kendi yorumum yok. Japon mutfağı ve en baştaki restorandan mantarlı makarna tercih eden arkadaşlarım memnun kaldı, kahvesini ise çok beğenmemişler.