New York’ta Gezilecek Yerler

Rockefeller Center

Empire State mi Rockefeller mi derken Empire State’in içinde olmadığı bir New York manzarası istemediğimize karar vererek Rockefeller Center’ın tepesine çıktık. Buradan hem Empire State’i hem de Central Park’ı fotoğraflayabiliyorsunuz. Ayrıca yılbaşı filmlerinde gördüğünüz yeni yıl ağacı Rockefeller Center önünde kuruluyor. Önünde bir de New York’un birçok yerinde olduğu gibi buz pateni pisti var.

Bilet satışlarını internetten de yapıyorlar. Biz hem Rockefeller içini gezdiğimiz hem de en tepesine çıkabildiğimiz Rockpass’den almıştık. Sadece New York manzarasını görüntülemek istiyorsanız yaklaşık yarı fiyatına en üst kata çıkan biletten de alabilirsiniz. Açıkçası mimarisi ve geçmişiyle ilgili bilgileri öğrendiğimiz Rockefeller turundan aklımda çok da bir şey kalmadı. Fiyatlar ise Empire State ile benzer, gittiğinizde kıyaslama yaparak da tercihte bulanabilirsiniz.

Rockefeller, Times Meydanı’ndan yürüyerek ulaşabileceğiniz uzaklıkta.

Central Park

Central Park yine filmlerde en çok kullanılan lokasyonlardan biri, özellikle bazı noktaları gezerken kendinizi bir film sahnesinde hissettiğiniz olmuyor değil. Tabi biz kış mevsiminde gittiğimizden çok da tadını çıkaramadık, eminim ki yazın çok daha canlı ve güzeldir.

Park oldukça büyük, her yerini gezmek isterseniz vakit alacaktır. Her yerde küçük sincaplar var, biz fındık verince yanımıza yaklaştılar ancak sonra yazılı uyarılarda fark ettik ki sincapları beslememek gerekiyormuş. Central Park içinde bir de buz pateni pisti bulunmakta.

Central Park’ın bulunduğu bölüm Yukarı Doğu Yakası, burada New York’un zengin kesimini gözlemleyebiliyorsunuz. Özellikle parka bakan apartmanlarda yaşamak fena olmasa gerek. Bu bölgede restoranlar ve kafeler de pahalılaşıyor. Yine “5th Avenue” da bu bölgede ve en lüks markalar bu caddede bulunuyor, Türkiye’den farklı olarak kılık kıyafetiniz tarzınıza bakılmaksızın bu mağazalarda sizinle ilgileniliyor.

Metropolitan müzesi de yine bu civarda, New York’ta birçok müzede olan bir uygulamadan da kısaca bahsetmek istiyorum. Müzeye gidip giriş fiyatı sorarsanız size 10-20 dolar arası bir fiyat vereceklerdir ancak aslında birçok müze bağış üzerine çalışır; “pay what you wish” mantığında. Dolayısıyla aslında 1 dolar da ödeseniz müzeye girebilirsiniz:) Girmek istediğiniz müzeler varsa gitmeden önce küçük bir araştırma yapın derim:)

Times Meydanı

Times Meydanı hemen hemen her filmde gördüğümüz New York’un en ünlü meydanı. Buraya geldiğinizde Alicia Keys’in New York’u anlattığı “Empire State of Mind” şarkısı aklınıza geliyor. Gördüğüm en ışıklı ve en hareketli meydan ancak ışıklar bana ilham verdi mi derseniz cevabım kesinlikle hayır olacaktır. Boğaz’ın ışıkları daha ilham verici bence.

Times Meydanı’nda ekranlarda birçok ünlü markanın reklamları, film fragmanları vb. şeyler göreceksiniz. Biz gittiğimizde en çok dönen reklam H&M’in David Beckham’lı reklamıydı. Hard Rock Cafe’de meydanda, M&M’de. Ayrıca hepimizin bildiği zincir hamburger markası McDonalds da bu meydanda mevcut. Çocukların bayıldığı Disney Store’a da bir uğrayıp çocukluğunuza dönebilirsiniz.

Brooklyn

New York’un merkezinden Brooklyn’e yürümek oldukça uzun zaman alıyor, dolayısıyla ya gidiş ya da dönüşte metro kullanmanız daha iyi olacaktır. Hiç yürümek istemiyorum derseniz de Chinatown ve Little Italy gibi bölgeleri görmek için tekrar metroya binebilirsiniz. Bu bölgeleri illaki gezmek istiyor musunuz buna siz karar verin.

Ben Brooklyn’i çok sevdim. Açıkçası New York’da yaşıyor olsam tam da bu bölgesinde yaşamak isterdim. Burada apartmanlar daha normal boyutta örneğin. Sokaklarında gezip dolaşmak zevkli. Brooklyn Köprüsü’nde yürümek de öyle.

Özgürlük Heykeli’ne de Brooklyn’e gelip ulaşabilirsiniz, biz uzaktan seyretmeyi tercih ettik. Bir de bazı ünlü markaların outletleri var.

Chinatown ve Little Italy

Chinatown pek bizlik değildi, çoğu İngilizce konuşmayan Çinliler size bir şeyler satmaya ya da anlatmaya çalışıyor ama anlamıyorsunuz. Little Italy ise daha güzel bir bölge sayılır ancak İtalya ile ilgisi yok. Bazı İtalyan restoranları yok değil ama İtalya’daki lezzetleri de pek beklememek lazım.

Grand Central Terminal

Normalde bir yerde mutlaka tren garını ziyaret edin demem, ancak New York’ta mutlaka etmelisiniz. Yine film sahnelerinden aşina olduğunuz bir yer.

Grand Central Terminal bir tren garından daha fazlası. Astronomik haritalardan esinlenerek yapılmış zodyak tavanı yere uzanıp seyretmelik. Asansörler adeta tarihten bugüne yolculuğu simgeliyor. İstasyon saati de özellikle buluşma noktası olarak kullanılmakta ve saat hangi noktadan bakılırsa bakılsın görülebiliyor.

Bizim ve birçok turistin en çok ilgisini çeken nokta ise fısıldayan duvarlar. Duvar köşelerinde toplanmış insanlar gördüğünüzde anlayın ki fısıldayan duvarların oradasınız. Hemen bir köşesine geçin, karşı köşesine de bir arkadaşınız geçsin ve duvara doğru kısık sesle ona bir şeyler söyleyin. Sonra da arkadaşınıza neler fısıldadığınızı sorun ve sürpriz:)

Ayrıca ilgilenenler için garın içinde bir de Apple Store bulunmakta.

New York’ta müzelerle ilgili bilgi için “New York’ta Müze Giriş Ücreti Size Bağlı” yazımı okuyabilirsiniz.