La Cite
Yerli önerilerinden biri olan La Cite vintage görünümlü, kitap kafe havasıyla mutlaka gitmek istediğim bir kafeydi. Gidince anladık ki yerlilerinin de tercihi burası gerçekten. İki katlı bir mekan olmasına rağmen yer kalmamış, araya birkaç turist de girmişti ama çoğunlukla bilgisayar başında çalışan insanlar vardı.
Birkaç kez mekanı arşınladık, sonunda paylaşımlı bir masada kendimize yer bulduk. Banana bread ve kahve ile çevremizdeki insanlarla ilgili koyu sohbetimiz tam tadına ulaştı. Fincanları da çok hoştu. Keşke banana bread’i biraz daha büyük olsaydı 🙁 Tek olumsuz yorumum bu olabilir. Bir de böyle bir yerde çalışmaya izin vermeseniz mi acaba?
Bu arada kafe dediğime bakmayın içki seçenekleri de mevcut. Tatlı vitrinleri de oldukça çeşitli, ben karar vermekte zorlandım ama banana bread bizim damak tadımıza uygun hafif bir seçim oldu.
Vivoli
Vivoli affogato için son sabah koştur koştur gittiğimiz kafeydi. Herkesin önerdiği ortak mekan. Ben affagato seveceğimden şüpheli olduğum için çok istekli olmasam da Semoş’un peşinde mekanda buldum kendimi. Yapımını çekmek istedik ama zaten bardaklar hazırdı, içine sadece kahveyi koyuyorlar. Antep fıstıklı olan öze bir versiyon da çıkarmışlar, biz daha önce hiç tatmadığımız için klasik tercih ettik ama sonra antep fıstıklıyı görünce biraz üzüldük.
Affogato bilmeyenler için altında ve yanlarında dondurma olan bardağın içine kahve konulmasıyla hazırlanan bir içecek. Dolayısıyla kahve çabuk soğuyor ve adeta tatlılığıyla frappe’yi andırıyor. Frappe de sevmediğimden bana pek hitap etmedi. Bu kafeyi diğer kahveler ve pastane ürünleri için de tercih edenler mevcut.
Bu arada biz gidemedik ama Todo Modo da kitap kafecilerden biri olarak listemde yer alıyordu, sizin daha uzun vaktiniz varsa belki denemek istersiniz.
Floransa’da gittiğimiz restoranlar için de bu yazıma göz atabilirsiniz.