Büyük İspanya gerçekten de çok büyükmüş:) Oradan oraya geç geç bitmiyor.
Turla gitmeyi pek sevmediğimi biliyorsunuz, ancak araba kiralama seçeneğiniz yoksa böyle büyük bir turu kısa sürede gerçekleştirmek için bir tur şirketinden fazla bir seçenek kalmıyor.
Sonuç: İspanya’yı turla gezmek pek akıllıca değilmiş. İtalya turu ile karşılaştırdığımda, hem üç şehirle bitmesi hem de ekstra turlardaki şehir ve kasabaların daha güzel yerler olması nedeniyle büyük bir tura çıkacaksanız İtalya’yı tercih etmenizi öneririm. İspanya ise beğendiğiniz şehirlerine yolculuk etmenizin yeterli olacağı bir yer. Ekstralar ise beni pek mutlu etmedi, tercih meselesi tabiki. Biz bu gezimizde Pronto ile gittik ancak diğer turların da çok farklı olacağını sanmam.
Turumuza Madrid’le başladık. Barselona’dan döndükten sonra birçok kişi bir de Madrid’i görsen, daha çok seversin demişti. Bense içten içe biliyordum bunun benim için doğru olmayacağını, çünkü Madrid Barselona’nın aksine denize kıyısı olmayan bir şehirdi. Nitekim Madrid’i de sevmiş olsam da Barselona kadar değil, hadi denizi geçtim diyelim, enerjisi de Barselona kadar yüksek değil Madrid’in.
Tabi Madrid’i Barselona kadar iyi gezdiğimi söyleyemem. Bir akşam çıkıp sokaklarına dalmışlığımız var ama çok da açılamadık maalesef. Oysa bir şehri tanımanın en iyi yoludur sokaklarını arşınlamak.
Madrid’in ekstra turu Toledo. Toledo taş sokaklarıyla herhangi bir Ortaçağ kentini, bazı ara sokaklarında ise bana Madrid’i andırıyor. Tepeden bir Toledo’ya bakmak panoramik bir fotoğrafını çekmek şart. Bence yazın kalmak için Toledo da tercih edilebilir. Hem burası badem ezmesiyle ünlü, en sevdiğim özelliği:)
Bir sonraki durak Sevilla; açıkçası burayı çok da fazla gezemedik. Sevilla’da en sevdiğim etkinlik flamenko oldu. Dansçıların kendinden geçtiği o anlar…Bir de araya bir şey servis etmek için giren garsonlar olmasa.. Cordoba da küçük ama idare eder bir şehir, yine birkaç dar sokağına kendinizi atıp bir kafede bir şeyler içebileceğiniz bir şehir. Cordoba (Kurtuba) Cami’nin içine girmeyi biz tercih etmediğimizden bu konuda yorum yapmamayı daha doğru buluyorum.
Sevilla’dan sonra da Granada’ya geçtik. Alhambra Sarayı’nın nesini övüyorlar anlamış değilim. Tarihini dinlemek yeterli, gidip görmeseniz de olur bence. Bırakın Avrupa’daki o diğer sarayları bizim Topkapı Sarayımız bile kaç kat daha güzel.
Granada şehir merkezi, özel bir durağı olmasa da şehir yapısı olarak güzel. Yine de en soğuk durağımız Granada olduğundan tekrar gelmeyi çok tercih edeceğim bir şehir değil. Gece olunca da Albayzın’a Sacromonte’ye geçiyoruz çingenelerden flamenko dansı izlemeye. Bu sefer izlediğimiz daha doğal, gerçek yaşamlarından parçalar da gösteriyor ama bir gün önceki profesyonellerden sonra açıkçası çok da etkilenemedik.
Vee son duraktan bir önceki; Valencia. Valencia bütün bu şehirlerin içlerinde en sıcak olanı, Bilim Müzesi gibi değişik yapılar mevcut, şehir merkezi de güzel ama ne yazık ki biz çok vakit geçiremedik.Yine de bir daha gelebileceğim şehirler arasına yazdım burayı.
Son durağımız da en sevdiğim; Barselona:)) Barselona’yı panoramik turdan sonra tabiki de rehbersiz geziyoruz. Panoramik tur sırasında Sagra da Familia hakkında detaylı bilgiler öğrenmek güzel olmadı değil. Barselona’ya bir önceki gidişimde daha detaylı yazdığım Barselona Barselona yazıma da göz atmak isteyebilirsiniz.
Barselona’da o sokak benim, bu sokak da benim:) Yılbaşına en sevdiklerimden birinde havai fişek eşliğinde girmek de zevkliydi doğrusu. Nezle olmuşluğum bile burayı gezmeme engel değildi. Tamam, belki küçük değişiklikler yaptık programda ama bir dahaki sefere bırakarak tabi..:)
Sonuç; bu yazı son İspanya yazısı olmayacak gibi duruyor:)