Gezgin Leylek’teki ilk röportajım:)
Röportaj yakın zamanda Amerika’da arabayla seyahat eden Çağla Sedef Öztürk ve Erkan Öztürk çiftiyle. 8 yıldır beraberler, evliliklerinin de geçtiğimiz hafta 2. senesi doldu (Nazar değdirmeyelim lütfen:)). Sedef, uzman çocuk psikoloğu; Erkan da uzakyol birinci zabit (uzakyol 2 kaptan). İşleri ne kadar yoğun ve yorucu olsa da zaman konusunda bazı esneklikleri yok değil. Onlar da bu esnekliği kullanıp 21 günlüğüne bir Amerika macerasına atılmışlar.
Bu röportajda çoğunlukla Amerika’da araba kiralama, arabayla seyahat ve rotaları üstünde durduk. Farklı sorularınız olursa Sedef de Erkan da seve seve yardım edeceklerdir. (Instagram adresleri @cglsedef ve @marin_oztrk; ayrıca Sedef’in çocuk psikolojisi üzerine yazıları için Çocuk Psikolojisi Üzerine Notlar/Uzm. Psk. Çağla Sedef Güngör sayfasını da takip edebilirsiniz.)
Rotanız nasıldı? Gittiğiniz yerlerde ne kadar kaldınız?
S&E: Önce uçakla New York’a gidip 1 hafta orada kaldık. New York’tayken günübirlik olarak Boston’a geçtik (Boston gidiş dönüş 140 dolar, erken alırsanız daha avantajlı). Los Angeles’a uçakla geçip araç kiraladık. Santa Monica’da 3 gece konakladık, burada konaklamamız sırasında günübirlik Hollywood’u gezdik . Ardından San Diego’ya geçip 3 gece de orada kaldık. Las Vegas’ta 2 gecemiz vardı, Büyük Kanyon (Grand Canyon)’a da buradan gittik. Las Vegas sonrası San Francisco’ya gitmek için yola çıktık. Hem aradaki mesafe uzun olduğu için hem de sahilleri gezmek istediğimizden Ventura’da ve Monterey’de konakladık. 3 gece de San Francisco’da kaldık. Sonrasında New York’a uçup aktarmalı olarak döndük.
S: Aslında planımız en son New York’u gezmekti ama Erkan gemiden geç inince değişiklik yapmak zorunda kaldık. Aslında iyi de oldu, jet lag sorununu New York’ta atlatmış olduk.
New York jet lag sorununu halletmek için gerçekten de iyi oluyor, daha doğrusu nerede uzun kalacaksanız oraya ilk gitmekte fayda var. New York’a kışın gittiğimizde bize 4 gün yetmişti ama Sedef ve Erkan’a 1 hafta yetmemiş, hemen hemen benzer noktalara gittiğimiz düşünülürse aradaki fark sıcağın ve uzun kuyrukların etkisinden olsa gerek diyorlar.
Bu rotaya karar verirken nelere dikkat ettiniz?
Rotaya karar verirken özellikle fiyatların uygun olmasına dikkat ettik. New York’tan Los Angeles yerine farklı bir yere de geçilebilir ama biz en uygun Los Angeles’a bulduğumuz için bu şekilde tercih ettik.
Bir de arabayı aldığınız eyalette bırakmak gerekiyormuş. Örneğin, arabayı Los Angeles’ta Kaliforniya eyaletinde kiraladık, tekrar aynı eyalette bir yere bırakabiliyoruz. Las Vegas’ta Nevada eyaletinde kiralayıp Kaliforniya’da bırakmak ise mümkün değil maalesef. Rotayı oluştururken buna dikkat etmek gerek.
Daha önce hiç bu kadar büyük çaplı gezme deneyiminiz olmuş muydu yoksa ilk mi?
Balayı için Malezya-Endonezya-Bali Adası’na 10 gün gitmiştik. Herhalde en uzun tatilimiz buydu.
Amerika’ya da ilk gidişiniz mi?
S: Benim ilk gidişim.
E: Gemiyle daha önce gittim, New Orleans’ı gezmiştim ama uçakla ve arabayla ilk.
Benim buradan çıkarımım bazen bazı şeyleri yapabilmek için ilk olması gerekiyor, ilk kez yapmanın cesareti başka:)
Nerede ne kadar konaklayacağınız önceden belli miydi? Konaklayacağınız yerleri önceden mi ayarladınız?
S: Ben kontrolcü bir insan olduğumdan bütün otelleri ve ne kadar kalacağımızı önceden belirleyip ayarlamıştık. (Tahmin etmiştim bu sorunun cevabını:)) Gerçi bazı yerlerde daha uzun kalsaydık dediğimiz de oldu, mesela Las Vegas’ta 2 gece yerine 3 gece kalabilirmişiz, Büyük Kanyon’u da daha kapsamlı gezebilirdik böylece. Hatta Büyük Kanyon’un civarında konaklanabilecek oteller olduğunu duyduk, orada da kalınabilirmiş. Yol mesafesi oldukça fazla. Bir de Büyük Kanyon’un bölgeleri varmış. Biz turistik bölümü diye bilinen Batı’ya gittik ama Güney en güzeliymiş aslında. Las Vegas’tan Güney’e gitmek de 6 saat süreceğinden biz gidemedik. O civarda kalsaydık daha rahat gezebilirdik.
Farklı yerler de var mı daha uzun ya da kısa kalsaydık dediğiniz?
San Francisco’ya giderken Monterey’de kalmayabilirdik. Los Angeles-San Francisco yolu üzerinde 1 gece konaklama yeterli olacaktır diye tahmin ediyorum. Rota San Diego- Las Vegas- Los Angeles olarak da yapılabilir, daha kısa sürer ama bu durumda da Los Angeles’tan San Diego’ya giderken gördüğümüz kumsalları görmemiş olacaktık. Her şeyi görmek isteyince yorucu ve zor olabiliyor.
Araba kiralamayı nerede ve hangi şirketten yaptınız? Güvenilir bir şirket seçmek için önceden araştırma mı yaptınız yoksa tavsiye üzerine mi bu şirketi seçtiniz? Prosedür ve fiyatlar hakkında da bilgilendirebilir misin?
Araba kiralamayı “rentacar.com” dan yaptık.10 günlük araç kiraladık, yaklaşık 2000 TL civarında ödeme yaptık. Kredi kartından ödemeyi hemen alıyorlar.
Arabayı Budget firmasından aldık. Los Angeles’a indiğimizde havalimanından shuttle ile alıp kendi merkezlerine götürdüler. Ehliyetin fotokopisini alıp sigorta yaptırıp yaptırmayacağınızı soruyorlar. Aslında ilk aldığımızda da çarpma vb. şeyleri kapsıyordu ama farklı kapsamlı sigortalar da mevcut. Hepsi alınırsa oldukça maliyetli olabiliyor.
Biz araç olarak da Toyota Corolla tercih ettik. Eyaletler arası da gideceğimiz için daha geniş bir araba olsun rahat edelim dedik.
Bu arada araba da önceden kiralanırsa daha uyguna geliyor, bu durumda değişiklik olma ihtimaline karşı iptal etme sigortası da alınabilir.
Benzin fiyatları nasıldı?
Benzin oldukça ucuz, en ucuzu da Las Vegas’taydı. Eyaletten eyalete farklılıklar gösterebiliyor benzin fiyatları. En pahalı ise San Francisco’ydu. Benzin alırken pompacıya danıştık. Kredi kartı yerine debit card istiyorlar ya da kredi kartını kullanmaya çalıştığınızda posta kodunu isteyebiliyor. Biz posta kodunu girdiğimizde kabul etmedi, sonradan öğrendik ki bu dolandırıcılığa karşı bir önlemmiş. Bu yüzden nakit ödedik, önce ödemeyi yapıp sonra doldurma işlemini gerçekleştiriyorsun.
Arabayla yaklaşık 2800 km yaptık, benzine toplamda 110 dolar ödedik.
Yolu bulmada daha çok tabelalardan mı yoksa navigasyondan mı yararlandınız?
Navigasyon günlük 20 dolar olduğundan navigasyon yerine gsm hattı aldık. Her yerde çekiyordu. Hattı Verizone’dan 7 GB internetli 50 dolara aldık. Telefon navigasyonunu kullanarak yolumuzu bulduk. Bazı otellerde de Wi-fi yoktu ya da ücretliydi; hat almak bunun için de iyi oldu.
Yollar çok düzenliydi, tabelalar oldukça açıklayıcıydı. Hız limitleri falan çok açıktı.
Bir de insanlar da yolda giderken sizi hiç sıkıştırmıyorlar, Türkiye gibi değil. O yüzden araba kullanmak çok rahattı. Otopark sıkıntısı da çekilmiyor, halka açık otoparklar ve yol üzerinde parkmetreler var. Parkmetrelerde kredi kartı ya da nakit ödeyebiliyorsun. Fiyatlar da uygun 3 saati 3 dolar gibi. Kaldırımlarda nereye park edip park etmeyeceğiniz, ne süreyle park edebileceğiniz çok açık şekilde belirtilmiş. Arabayı ancak göz göre göre çektirebilirsiniz.
Trafik var mıydı?
Trafik çok yok, San Francisco’ya girişte trafik vardı. New York’ta zaten araba kullanmadığımızdan trafik sorunu pek yaşamadık.
Peki bir kadın olarak tek başına seyahat etsen yine araba kullanır mıydın?
S: Benim de kullandığım zamanlar oldu, bir sıkıntı yaşamadım. Tek başıma da olsam rahat olurdu diye düşünüyorum.
E: Bir tek San Francisco tepelerden oluştuğu ve tepeler çok dik olduğu için iyi bir sürücü olmak şart. Ben kullanırken biraz zorluk çektim, neyseki arabanın fonksiyonları iyiydi.
Yolda anladığım kadarıyla olumsuz bir durumla karşılaşmadınız?
Trafik kurallarına uyulduğu sürece bir sorunla karşılaşmıyorsunuz. Birçok devriye arabası gezmesine rağmen bizi hiç polis durdurmadı.
Yol üstünde mola verdiniz mi? Mola alanları nasıldı?
Yolda birçok servis alanı mevcut. Özellikler şehirler arası yollarda outlet de çok fazla, oldukça büyükler ve gerçekten güzel indirimler de var. Outlet demişken San Diego’da Meksika sınırında bir outlet vardı özellikle, o tarafa yolu düşenlere tavsiye ederiz.
Las Vegas’a giderken çok durulacak bir yer yoktu, Kaliforniya tarafı daha iyiydi.
Outletlerde teknolojik ürünler de var mıydı?
Pek görmedik, genelde giyim üzerine.
Alışverişlerinizde vergileri geri alabildiniz mi?
San Francisco’da Apple mağazasına sorduk, Kaliforniya kuralları gereği vergi geri alınamıyormuş. New York’da belli mağazalarda belli bir rakama ulaşınca form doldurup alınabiliyormuş ama çoğu yerde formdan haberleri yoktu.
Daha çok gece mi gündüz mü yolculuk ettiniz?
Mesafelerimiz çok uzun olmadığından gündüzleri yolculuk ettik. Uzun mesafelerde de konaklamayı tercih ettik.
Yollar sıkıcı mı yoksa gördüklerimiz bizi şaşırtabilir mi?
Los Angeles’tan San Diego’ya giderken kumsallar ilgi çekiciydi. San Francisco’ya giden sahil yolu üzerinde de gezilecek yerler var, eğer Pasifik Otobanı’nı (Pacific Highway) tercih ederseniz daha ilgi çekici.
Bazı yollar da çok sıkıcıydı, örneğin Büyük Kanyon’a giderken yol üstünde büyük kaktüsler dışında bir şey görmek zor. Daha çok Kaliforniya sahillerini gezerseniz ilginç şeylerle karşılaşabilirsiniz.
Şehir içi ulaşımda da araba kullandınız mı?
New York ve San Francisco dışında diğer şehirlerde kullandık. Zaten Las Vegas, San Diego, Los Angeles’da araba gerekiyor. Örneğin; Los Angeles’ta şehir merkezi, Hollywood, sahil kesimi ve Beverly Hills gibi gezilmesi gereken yerler birbirinden uzağa konumlanmış. Araba o yüzden gerekliydi. Toplu taşıma da pek görmedik. Arabayla gidilmeyecekse günübirlik turlara katılabilir ya da New York’tan Batı Yakası turu satın alınabilir.
Şehir içi trafik nasıldı bu yerlerde?
Hepsinde rahattı, şehir içinde de dar sokaklar yoktu. Otopark bulmak da sıkıntı değildi. Yol bizi hiç hırpalamadı desek yeridir.
San Francisco’da zaten otobüs ve nostaljik tramvay vardı; onları kullandık. Nostaljik tramvay çok pahalıydı (tek biniş 7,5 dolardı), biz o yüzden diğer toplu taşımaları da kapsayan sınırsız biniş sağlayan 3 günlük bilet aldık, kişi başı 25 dolar verdik. Nostaljik tramvay çok keyifliydi ancak binmek için uzun bir sıra beklemek zorunda kaldığımızı söylemekte fayda var. San Francisco’da trafik var gibiydi ya da arabayı bıraktığımız için bize öyle geldi.
Havalimanına shuttle’larla ulaşım da çok kolaydı. İnternetten shuttle bileti satın alabiliyorsunuz, otelin önünden alıyorlar. Bizim San Francisco uçağımız gece 4’te olduğundan bu şekilde oldukça rahat oldu. Bu arada shuttle’larda da bahşiş ödenmesi bekleniyor, şaşırtıcı ama valizleri verirken doğrudan isteyebiliyorlar. Bagajda da iç hat uçaklarında olduğu gibi belirli bir kısıtlama olabiliyor. Örneğin; kişi başı 2 bagaj sonrası bagaj başına belirli bir ücret ödeminizi isteyebiliyorlar.
En beğendiğiniz şehirler?
New York ve San Diego çok güzeldi.
Hollywood’da da Universal Stüdyoları mutlaka görülmeli, 1 gün bile çok yeterli gelmiyor. Yaz olduğundandır belki ama biz gittiğimiz her aktivite için uzun süre sıra beklemek zorunda kaldık. Belki Mayıs ya da Sonbahar aylarında daha az sıra olabilir.
Las Vegas da harikalar diyarı gibiydi, gece olduğunda her şey ihtişamlı ve görkemliydi.
Bizi en çok hayal kırıklığına uğratan ise San Francisco’ydu. Aslında en farklısı da orasıydı. Tepeler üstüne kurulmuş, değişik evleri ve nostaljik tramvayı ile Amerika’nın diğer metropollerinden oldukça farklıydı ancak çok fazla evsiz vardı ve sokaklar kokuyordu. Farklı tepkiler veren garip insanlar vardı. Fast food restoranında bir anda masaların üstünden atlayanlar, sokaklarda kendi kendilerine konuşan ya da kahkaha atanlar…Zarar verici değillerdi ama rahatsız ediciydi. Gece biz geç saatlere kalmadık, güvensiz olabilir diye düşündük. San Francisco’da konaklama da çok pahalıydı. Burada verdiğimiz parayla diğer yerlerde daha güzel otellerde kalmıştık.
Amerika’da sizi en çok şaşırtan yer/şey?
S: Times Meydanı. İlk gittiğimiz nokta olduğu için de etkilenmiş olabilirim, bana çok çarpıcı geldi.
E: Rockefeller’ın tepesinde alacakaranlıktan geceye geçişte manzara çok güzeldi. İnternetten burası için bilet satın alırken gündüz, gece ve gün batımı seçilebiliyor, biz gün batımını öneririz.
Her şeyi önceden internetten mi aldınız?
Biz genellikle daha ucuz olduğu ve sıcakta sıra beklemekten kurtardığı için bu yolu seçtik. Örneğin; Universal Stüdyoları’na internetten bilet alınca daha ucuzdu. Rockefeller’da da internetten önceden almak faydalı olabiliyor, hem saati seçebiliyorsunuz hem de saatler dolmadan alabiliyorsunuz.
Lezzetlerine hayran kaldığınız kafe/restoran önerileriniz var mı?
Biz çok yemek odaklı gezmedik, yiyeceklerimizden ziyade göreceklerimize odaklandık; pek vaktimiz de olmadı.
New York’ta dilim pizzacılar oldukça lezzetli ve doyurucuydu. San Francisco’da midye çorbası ünlüydü, Pier 39’da midye çorbası yapan yerler vardı, herhangi biri seçilebilir. San Francisco’da Cheesecake Factory’de cheesecake mutlaka yenmeli. Çeşit çeşit cheesecake’leri görünce insan kendini kaybedebiliyor. San Diego’da ise çok çeşitli Meksika restoranları var. Lezzetli Meksika yemekleri bir de burada denenmeli.
Arabayla gezmenin ne gibi avantajları oldu? Arabasız olsaydık gidemezdik ama iyi ki gidebildik dediğiniz yerler nereler?
New York ve San Francisco hariç gezdiğimiz diğer yerlerin hepsinde araba gerekliydi bizce.
Siz rotayı çocuksuz yaptınız ama ileride çocuğunuz olursa onunla da yapmayı düşünür müsünüz?
E: Bence çok zor olur.
S: Yapılabilir ancak çok koşuşturmacalı ve hızlı bir program yerine daha uzun konaklanarak rahat bir şekilde gezilebilir. Mayıs-Eylül gibi daha serin aylar tercih edilebilir. 3-4 çocukla gezen turistleri görünce imkansız olmadığını bir kez daha gördük. Biraz da kaygı düzeyinin az olması lazım tabiki.
Gözlerinizi kapayıp turunuzu düşündüğünüzde aklınıza ilk gelen fotoğraf?
S: Central Park ve arkasındaki gökdelenler… Brooklyn Köprüsü.. Birçok fotoğraf geliyor aklıma, tek bir şey söylemek zor.
E: San Francisco’da sis bulutu içinde Golden Gate.
Okurlarımıza da bu tarz bir geziyi ve rotanızı tavsiye eder misiniz?
Mutlaka tavsiye ederiz ama biraz cesur olup gözü karartıp gitmek gerekiyor. Yaşanması gereken bir macera 🙂 Yorucu ama gezmeyi sevenler için sorun olacağını sanmıyoruz. Daha az yorucu isteyenler rotayı ikiye bölebilir, batı ve doğu yakasına ayrı zamanlarda gidebilir. Bu arada her şeyi önceden almak da daha hesaplı bir tatil yapmanızı sağlayabilir. Öbür türlü çok hesaplı olmadığını belirtmemiz gerek.
Ne kadara mal oldu toplamda bu gezi?
Her şey dahil günlük kişi başı 150-200 dolar arası düşünülebilir. Daha önce de belirttiğimiz gibi biz son dakikada ayarladığımız için böyle oldu, daha önceden ayalarsanız çok daha uyguna gelebilir.
Böyle bir gezi için film/kitap gibi özel bir motivasyonunuz var mıydı?
Hollywood filmlerinin bizde etkisi vardır mutlaka.
New York’a zaten gitmek istiyorduk, diğer yerleri de blog ve seyahat sitelerini okurken keşfedip orayı da görelim şurayı da görelim derken gözü karartmamız gerekti:)
Merak edenler için gezdikleri yerlerin detayını da paylaşıyorum: New York- Times Meydanı, Rockefeller Center, Flatiron Building, Grand Central Terminal, Central ve Bryant Park, Public Library, Beşinci Cadde, Brooklyn Köprüsü, Özgürlük Heykeli, Soho, Little Italy, China Town, Manhattan Köprüsü; Boston- Harvard Üniversitesi; Los Angeles- Hollywood yazısı gözlem yerleri, Walk of Fame, Universal Stüdyoları; Santa Monica-Route 66, Pier, Venice Beach, Santa Monica Beach, Beverly Hills evleri; San Diego- Laguna Beach, Long Beach, Midway Müzesi (2. Dünya Savaşı’ndan kalma savaş gemisi), Kissing Statue, Old Town, Coronado Adası, La Jolla Beach; Las Vegas- oteller ve casinolar, Grand Canyon, Hoover Barajı; Kaliforniya sahilleri – Santa Barbara; Carmel; San Francisco- Golden Gate, Pier 39, Fisherman’s Wharf, (Alcatraz’a aylar öncesinden bilet almak lazım, biz yer bulamadık), Golden Gate Park içerisindeki Japon Bahçesi, Alamo Meydanı’ndaki Viktorya Evleri.
Bu yazı ilginizi çektiyse belki New York ve Austin üzerine daha önceden yazmış olduğum “New York, New York: Gulliver Devler Şehri’nde” ve “Austin, Texas: Öğrenci ve Caz Şehri” yazılarımı da okumak istersiniz diye linklerini bırakıyorum.