Central Park yine filmlerde en çok kullanılan lokasyonlardan biri, özellikle bazı noktaları gezerken kendinizi bir film sahnesinde hissettiğiniz olmuyor değil. Tabi biz kış mevsiminde gittiğimizden çok da tadını çıkaramadık, eminim ki yazın çok daha canlı ve güzeldir.
Park oldukça büyük, her yerini gezmek isterseniz vakit alacaktır. Her yerde küçük sincaplar var, biz fındık verince yanımıza yaklaştılar ancak sonra yazılı uyarılarda fark ettik ki sincapları beslememek gerekiyormuş. Central Park içinde bir de buz pateni pisti bulunmakta.
Central Park’ın bulunduğu bölüm Yukarı Doğu Yakası, burada New York’un zengin kesimini gözlemleyebiliyorsunuz. Özellikle parka bakan apartmanlarda yaşamak fena olmasa gerek. Bu bölgede restoranlar ve kafeler de pahalılaşıyor. Yine “5th Avenue” da bu bölgede ve en lüks markalar bu caddede bulunuyor, Türkiye’den farklı olarak kılık kıyafetiniz tarzınıza bakılmaksızın bu mağazalarda sizinle ilgileniliyor.
Metropolitan müzesi de yine bu civarda, New York’ta birçok müzede olan bir uygulamadan da kısaca bahsetmek istiyorum. Müzeye gidip giriş fiyatı sorarsanız size 10-20 dolar arası bir fiyat vereceklerdir ancak aslında birçok müze bağış üzerine çalışır; “pay what you wish” mantığında. Dolayısıyla aslında 1 dolar da ödeseniz müzeye girebilirsiniz:) Girmek istediğiniz müzeler varsa gitmeden önce küçük bir araştırma yapın derim:)