San Sebastian Eski Şehir Bölgesi pinçocucularıyla (pinxthos) ünlü. Her sokakta 2 adımda bir farklı biri karşınıza çıkıyor. Yerel halk bazı yerlerin turistik hale gelip fiyatların yükselmesinden ve dondurulmuş ürünler kullanılmasından şikayetçi. San Sebastian’ın gastronomik kimliği zedelenirse geriye kalan sahilleri kurtarır mı kendisini pek sanmam.
Tabi Michelin yıldızlı da çokça restoran var ancak biz bunlara gitmedik. Pinçocuların bazılarında da hangi yıllarda hangi pinçosuyla ödül aldığına dair duvarda görebilirsiniz. Çoğunda yerel beyaz şaraplarından Xakoli içtik ama bana biraz asidik geldi.
Ayrıca Gros bölgesinde de farklı bölgelerin mutfaklarından daha hoş mekanlar mevcut. Biz restoran olarak sadece bir pinçocuya gittik burada. Aşağıda tüm gittiğimiz yerleri ve nelere bayıldığımızı ve neleri abartı bulduğumuzu okuyabilirsiniz.
Borda Berri

Benim açık ara en beğendiğim pinçocu burası oldu. Burada en çok önerilen Bask Bölgesi’ne özgü peynirli (idiazabal) risottosuydu, aslında sadece bunun için gitmiştik. Herkes baktık kebap da söylüyor, hatta risottodan daha çok söylüyorlar, dayanamadık biz de söyledik. Kebap dediysek bizim bildiğimiz kebap değil, ama kemiğin etrafında et şişe geçirilmiş bir kebap gibi gözüktüğünden belki böyle bir adı var bilemiyorum. Etin baharatı, pişirilmesi her şeyi harikaydı. Risotto’yu da kokulu peynir sevmediğimden korkarak yedim ama neyseki hiç kokulu bir peynir değilmiş, tadı da yine enfesti.
Atari

Atari’ye humuslu ekmek üstü bir pinço yemeye gitmiştik, yedik ve de çok etkilenmedik ama o sırada bir Türkle karşılaştık ve bize bir pinço önerdi. Damak tatlarımız daha benzerdir herhalde deyip denemeye karar verdik ve bayıldık. Aklımızda diğer pinçoları da kaldı. Zaten oldukça tercih edilen ve diğer birçok yere göre mekanı daha geniş olan bir restoran, bu da kesinlikle avantaj. Not: Fotoğraftaki humuslu olan, ama biz üstü ateşle yakılan hemen yanda camda gördüklerinize bayıldık.
Bar Sport

Bar Sport’a iki kez gittik. İlkinde dana yanağı ve yeşil bir sosta kalamar yedik. Kalamar çok tatsızdı, dana yanağı fena değildi ancak sosu daha koyu olan yerlerinkini merak ettim, zira burada sosu oldukça suluydu ve et de yağlı bir etti. İkinci gidişimizde öneriyle Bask sosisi Txistorra denedik ve sosis çok seven biri olmama rağmen oldukça beğendim. Bir de kaz ciğeri denedik, onu da beğendik. Burada ayrıca öneri üzerine San Sebastian cheesecake de yedik, onu ayrı bir yazıda yazacağım.

Bar Delsy

Bar Delsy’yi daha önceden araştırmalarımdan değil, harita üzerindeki keşiflerimden buldum. Puanı oldukça yüksekti ve pinço olarak hamburgeri çok övülmüştü. Gros Bölgesi’ne yolumuz düşünce burayı deneyelim dedik. Hamburgerleri oldukça kanlı geliyor ve içinde başka bir şey yok, normalde kanlı olması konusunda özellikle Semoş çok hassastır. Gerçi bunun seviyesi benim için bile biraz zorlayıcıydı. Yine de lezzet olarak oldukça başarılıydı, sadece et olmasına rağmen lezzet tutturmuş olması bile başarı zaten.
Biz hamburgeri yerken hemen her gelen albondiga (bir çeşit soslu İspanyol köftesi) söyledi, hatta biz de keşke bir hamburger söyleyip bir de köftelerden söyleseydik olduk.
Antonio Boulevard

Buraya da hem bir şeyler içelim meydana karşı, hem de karidesli raviolisini deneyelim diye geldik. Porsiyonu oldukça küçük geliyor, doyumluk düşünmeyin. Lezzeti fena değildi.
Bar Nestor

Bar Nestor tortilla için 2 saat önceden sıraya girip 1 saat bekleyip ismimiz alındıktan 1 saat sonra da yeme şerefine kavuşabildiğimiz mekan. Keşke yediğimizde de wow değmiş diyebilseydik. Tortillası iyi ama çok özel değil. Bir de domates salatası söylemiştik, o da normal. Etlerinden de yiyenler vardı, sanıyorum T bone tarzı etleri tortillasından daha çok seviliyor.
San Sebastian’da kahvaltı ve kahve duraklarımız için bu yazıma, en iyi San Sebastian cheesecake’ler için bu yazıma göz atabilirsiniz. San Sebastian’da Gezilecek Yerler yazıma da göz atmak istersiniz belki.