- Neden Lviv?
- Lviv’de Konaklama
- Lviv’de Ulaşım
- Lviv’de Gezilecek Yerler
- Lviv’de Yeme-İçme-Alışveriş
Lviv, 1 yıl öncesine kadar hiç duymadığım, ilk defa “Çok Gezenti” programında rastladığım ve o gün aklımın köşesine attığım şehir. Vizesiz rotalara uygun uçak bileti bakarken belirlediğim tarih için en uygunu Lviv olunca kendimizi Lviv’de buluverdik. Üstelik yanımızda Rusça bilen biriyle gitmenin de avantajlarını yaşayarak:)
Öncelikle Ukrayna’ya gidenlerin Türkiye’de pasaport kontrolü öncesi hangi pasaport türü olursa olsun ön sorgu sırasına girmesi gerekiyor, ön sorgu dediysem sizi sorgulama gibi bir durum olmuyor; pasaport kontrolünden farksız gibi düşünebilirsiniz. Ön sorguda biletinize kontrol edildiğine dair damga basılıp daha sonrasında normal pasaport kontrolünden geçiyorsunuz. Ukrayna’ya girişte de birtakım sorular sorabiliyorlar, örneğin bize kaç gün ve nerede kalacağımızı, ne amaçla geldiğimizi ve dönüş uçağımızı sordular. Birçok kişiyi de kadın erkek fark etmeksizin daha detaylı bir kontrole gönderiyorlar, uzunca bir kuyruk vardı. (Kuyruk uzun olduğundan tedirginliğe gerek yok bence, çoğu kişiye bu uygulamayı yapıyorlar anlaşılan.)
Neden Lviv?
Öncelikle ekonomik olması büyük bir etken. Hem uçak biletleri hem konaklama hem de yeme-içme açısından oldukça uygun. Yeme-içme bölümünde detaylı bahsedeceğim lüks yerlerinde yemek yediğinizde bile size pahalıya patlamayan bir şehir. Para birimi Grivna (UAH). Vizesiz olması da ayrı bir kolaylık.
Avusturya mimarisinde yapılmış yapılarıyla kendinizi Prag ya da Viyana’da hissettiğiniz zamanlar olmuyor değil, havaalanından ilk çıktığınızda Sovyet Birliği zamanında yapılmış Rus tarzı evlere kanmayın. Şehir merkezinde sizi bekleyen mimari bambaşka. Dar sokakları ve arnavut kaldırımı tarzı yollarıyla trafik açısından sıkıntı yaratsa da yürüyerek gezmesi oldukça keyifli. Bu yollar zamanında atlar için yapılmış, günümüzde de yenilenmesi demek tarihin dokusunu kaybetmeye de yol açacağından trafik kaçınılmaz.
Restoranlarda yemek beğenmekte zorlanmayacaksınız, çünkü etleri pişiriş tarzları ya da içlerine koydukları şeyler damak zevkimize uygun.
Yeşil bir şehir. Parkları oldukça fazla, ormanları da. Hem şehrin ortasında hem kıyılarında oksijen alabileceğiniz alanlar mevcut.
Lviv’de Konaklama
Konaklama için birçok hostel seçenekleri, otel seçenekleri ya da daireler var. Hosteller oldukça uygun ve 2-3 kişilik odaları da mevcut. Otel fiyatları da uygun ve şehir çok büyük olmadığından çoğu yer merkezi olarak nitelendirilebilir.
Biz Ibıs Styles Lviv Otel’de oda-kahvaltı şeklinde konakladık. Otelimizin konumu ve hizmetlerinden oldukça memnun kaldık. Kahvaltıda yumurta, tereyağ, salatalık-domates, peynir, salam ve tatlı hamur işleri bulmak mümkün. En sevdiğimiz özelliklerinden biri şişe suların lobiden ücretsiz alınabilmesiydi. Otelin aynı zamanda kahvaltı salonu olarak kullanılan yeri de şehrin en ünlü pizzacı zincirlerinden biri olan Celentano Restoran’dı. Biz Booking.com üzerinden yaptığımız rezervasyonla 3 gece için 2 kişi 450-500 TL arası bir ücret ödedik.
Lviv’de Ulaşım
Lviv’de otobüsler eski, küçük ve kalabalık. Nitekim havaalanından kalkan otobüs bile daha ikinci durakta tıklım tıklım olmaya başlıyor. Tabi bu olumsuz yanlarının yanında fiyatlarının oldukça uygun olduğunu belirtmek lazım. Örneğin havaalanından şehir merkezine ulaşım ücreti 4 Grivna yani yaklaşık 50-60 kuruş. Daha uygun toplu taşıması ise 2 Grivna ücretiyle tramvaymış ancak gördüğüm kadarıyla tramvaylar da oldukça kalabalıktı. Biz giderken otobüs dönüşte ise taksi tercih ettik. Otel aracılığıyla çağırdığımız taksi 150 Grivna yani yaklaşık 25 TL tuttu.
Şehir içinde ise her yere yürüyerek ulaşmanız mümkün. Hem toplu taşımanın kalabalık olması hem de trafik düşünüldüğünde yürüyüşün en iyi seçenek olduğunda siz de aynı fikirde olacaksınız 🙂
Lviv’de Gezilecek Yerler
Lviv ile ilgili bloglara baktığınızda göreceksiniz ki hemen hemen hepsi aynı yerleri söylüyor. Üstelik yabancı kaynaklarda da durum maalesef pek farklı değil. Yine de okuduklarım ve karşılaştıklarımı düşününce herkesin deneyiminin farklı olabildiğini bir kez daha gözlemlemiş oluyorum. Ayrıca Rusça bilen biri yanınızda olunca insanlarla özellikle de yaşlılarla iletişim ister istemez artıyor ve değişik bilgiler öğrenebiliyorsunuz. Yazının aralarında ilgili bilgileri de serpiştireceğim. (Bu arada halk Rusça bilse de konuşmaya pek gönüllü değil, inatla Ukraynaca cevap veren milliyetçi kesim de oldukça yüksek.) Bir de biz gidemedik ama siz gitmek isterseniz diye Lviv’in yakın çevresindeki kaleleri yazacağım.
Kiliseler şehrin her yerinde, adeta kilise şehri desem abartı olmaz diye düşünüyorum. İnsan bir süre sonra bunu gezmiş miydik, buradaki diğeri ile aynı mı gibi birçok soru soruyor kendine ve çevresindekilere:) Hangi kiliseyi gezsem, hangisini atlasam diye sormaya başladıysanız daha detaylı bilgi için Lviv’deki Kiliseler yazıma göz atabilirsiniz.
Rynok Meydanı’nın tam ortasında yer alan Lviv Town Hall tepesine çıkıp Lviv’i fotoğraflamak için çok güzel bir nokta. Yalnız uyarmakta fayda var, merdivenler çık çık bitmiyor. Tepeye çıkış ücreti 20 Grivna diye hatırlıyorum.
Lviv’i daha geniş açıyla fotoğraflayabileceğiniz diğer bir nokta High Castle. Bence Town Hall tepesinden manzara daha güzel olsa da buraya çıkmak Lviv’in yeşilliklerini de görmek açısından iyi bir tercih. Çıkış için herhangi bir ücret ödenmiyor. Birçok blog buraya çıkışın zorluğundan bahsediyor, ancak biz Shevchenkovskiy Parkı‘ndan geçtiğimiz için çok az merdiven tırmandık. Tabi orman içinde dar patikalardan gitmedik değil ama bol oksijen aldık sonuçta:) Park dediğime bakmayın, adeta bir orman. Parkın içinden geçmeseniz de Maksyma Kryvonosa ve Opryshkivska Sokakları’nın kesiştiği noktadaki otoparkın oradan girip yol ikiye ayrıldığında soldan devam ederek High Castle’a ulaşırsanız bizimle aynı yolu tercih etmiş olursunuz.
Parkın yanında işaretler bir müze gösteriyordu, meğerse o müze Ukrayna’nın geleneksel hayatını örnekleyen bir açık hava müzesi olan Folk Architecture and Rural Life Müzesi’ymiş. Haritada yer almadığından bunu yeni öğrenmiş olmanın hüznü içerisindeyim. (Bloglarda müzeye yürüyerek gitmenin uzaklığından dolayı pek mümkün olmadığından bahsediyordu, bizim içinse oldukça yürünebilir bir mesafeydi.) Mezarlıktan yarım saatten az bir yürüyüşle ormandaydık, ormandan da 15- 20 dakika yürüyüşle High Castle’a ulaşmak mümkün.
Lychakiv Mezarlığı birçok ünlü Ukraynalının heykellerinin bulunduğu, ayrıca ünlü olmayanların da değişik mezarlar içinde olduğu bir mezarlık. Beni en çok etkileyen fotoğraftaki perişan olmuş iki insan oldu. Mezarlık sakin, kuş sesleriyle dolu ve bazen de hüzünlü bir gezi vadediyor. Mezarlığa giriş 25 Grivna, öğrenciler içinse 15 Grivna (öğrenci kimliği sormadılar, tabi yine Rusçanın etkisiyle olabilir bilemiyorum.).
Potocki Sarayı Polonyalı Potocki ailesi tarafından Fransız bir mimarın projesinden uyarlanarak Polonyalı bir mimara inşa ettirilmiş. Giriş katı gala salonlarından oluşmakta olup her salona farklı isimler verilmiş (Kırmızı Salon, Mavi Salon ve Ayna Salon). Günümüzde salonlar Avrupa Sanat Müzesi’ne ev sahipliği yapmakta ve salonlarında 14-18. yy. arası resimler sergileniyormuş. Sarayın içine giriş ücretli, hemen yanındaki yapı da Lviv Sanat Galerisi olarak kullanılıyor, galeriye de giriş ücretli. Ayrıca dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta 11’den sonra içine girilebilmesi. Biz içine girmedik. Bahçesine girip sarayı dışardan fotoğraflayabilirsiniz, ayrıca sarayın bulunduğu cadde, Lviv’in meşhur fotoğraflarından biri olan renk renk şemsiyelerin bulunduğu cadde.
S. Bandery Caddesi üzerindeki eski bir hapishane olan Memorial Museum ise bizi en çok etkileyen yerlerden biri oldu. Oitheblog mutlaka gidilmesi gereken yerlerden biri olarak belirtmişti, gerçekten de öyleymiş. Girişi ücretsiz, kapısı kapalı diye müzeyi kapalı sanmayın, ittiğinizde açılacaktır. Burada Ukrayna’nın tanık olduğu savaşlara tanık olmak mümkün. Polonya, Nazi ve Sovyet rejimleri döneminde işkencelere tanıklık eden hücrelerin bulunduğu 127 yıllık geçmişi olan bir hapishane burası. Müzedeki yaşlı görevli teyzelerden birinden Rusça konuşan arkadaşımız sayesinde öğrendiğimiz bilgilerle müzeyi gezmek daha da anlamlı oldu, detaylı bilgi edinmek için ilgili yazıma göz atabilirsiniz.
Tren Garı güzel görünüşlü bir gar olsa da iç yapısını diğer garlardan farklı kılacak bir şey göremedim. Gardan çıkıp ana caddeye ilerleyince karşı sokakların birinde pazara rastladık, her gün var mı bilemiyorum ama aldığımız çilekler oldukça lezzetliydi. Dönüş yolunda taksiciden öğrendiğimize göre 2 adet tren garı varmış, biz güzel olanına mı gittik daha güzeli var mıydı bilemiyorum. Dilerseniz araştırın.
Ivan Franko Parkı üniversitelerden birinin de hemen arkasında bulunan bu park Tren Garı/St. George’s Katedrali dönüşü sonrası içinden geçerek merkeze gidebileceğiniz bir park. Keyifli, sıcak günlerde serinlik verecek ve soluklanmak için durulabilecek bir yer. Rynok Meydanı’na oldukça yakın olan bir diğer yapı, Opera Binası. Hem gündüz hem gece görmenizi tavsiye ederim. Işıklandırmaları çok güzel oluyor geceleri. İçine de girdik ancak gezilecek gibi durmuyordu.
Lviv Town Hall tepesindeyken kırmızı çatılı bir yer ilginizi çekecek. Çatısı gerçekten çok güzel olan bu yapı İtfaiye/Acil Durum binası, yapının dıştan görünüşü de oldukça hoş. Haritada yer alan ve bu binaya oldukça yakın olan Royal Arsenal ise biz gittiğimizde kapalıydı, devlet arşivi olarak kullanılıyormuş. Dıştan görünüşüyle özel bir yapı değil benden söylemesi.
Rynok Meydanı üzerindeki İtalyan Avlusu restoran olarak kullanılıyor, sadece fotoğraflamak için de girebilirsiniz ancak bizce çok özel bir yer değildi. Postane Müzesi kapalı olduğundan giremedik, Eczane Müzesi’ni de çok özel bulmadık.
Kayıp Oyuncaklar Avlusu Mukachivska Sokağı harita üzerinden gözükmediğinden bulması zor olanlardandı, özellikle yorgunsanız aramaktan vazgeçebilirsiniz. Biz ilk gün vazgeçmiştik, son gün vakit kalınca tekrar gidip bu sefer bulabildik. Bir apartmanın sokaktan görünen avlusu (aşağıda fotoğrafını ekliyorum, bulmanızı yardımcı olur). Renkli ve eğlenceli bir yer, biz güzel vakit geçirdik.
Eski evleri, arnavut kaldırımlarıyla ve sanatlarıyla sokakları hedefsiz bir şekilde gezmek de keyifli, nelerle karşılaşacağınız belli olmaz. Örneğin, biz dönmek üzereyken otelimizin arka sokaklarında çok güzel yapılar olduğunu keşfettik, tabi biraz geç oldu:)
Lviv’e araçla yaklaşık 1-1,5 saat uzaklıkta kaleler var. Biz gidemedik, ancak 3 günden fazla geldiyseniz siz bir güne bu kaleleri de ekleyebilirsiniz. Genellikle otellerin anlaşmalı olduğu ya da turizm ofislerinde bulabileceğiniz Olesko, Zolochiv ve Pidhirtsi Kalelerinin tümünü gezdiren günübirlik turlar var. Bu turlar sabah 8-10 arası başlıyor anladığım kadarıyla, dolayısıyla en azından bir gün önceden iletişime geçmek iyi olacaktır. Ayrıca Olesko ve Zolochiv’e otobüsle de ulaşım mümkünmüş, kendiniz de gidebilirsiniz.
Lviv’de Yeme-İçme-Alışveriş
İlk bölümde yazdığım gibi Lviv’de yemek konusunda zorlanmazsınız, damak tadınıza uygun bir şey elbet bulursunuz.
Baczewski Restoran, otel çalışanlarının tavsiye ettiği, lüks restoranlarından. Et çeşitlerinden tercih ettik. Şarap-kokteyl tarzı içkilerle, peynir tabağı ve ana yemekle birlikte yemeğimiz kişi başı 50-60 TL arasında bir fiyata mal oldu. Garsonların içecek servisleri çok havalıydı. Mutlaka arka avlusunda oturun, piyano, kafeste kuşlar ve güzel bir dekorasyon eşliğinde yemeğinizi yemiş olursunuz.
Celentano Pizza, Lviv’in dört bir yanına yayılmış pizza ve makarna zinciri. İçerden gelen kokular harika. Biz dört peynirli ve pesto & domatesli pizzalarını tercih ettik, özellikle pesto-domatesli olan oldukça başarılıydı. Makarnalar da tahta üzerinde yağlı kağıt gibi bir şeyin içinde ağzı bağlı şekilde servisle geliyor. Pizzalar normal boy (2 kişi için yeterli) 10-20 TL arası; bir de kocaman bir boyu var, kalabalıksanız tercih edebilirsiniz. Meydandaki Celentano çok dolu olduğundan daha yemeğiniz bitmeden önünüzdekileri toplayan, bir an önce kalkmanızı bekleyen garsonlarla dolu. Bu nedenle diğer yerlerdeki şubelerini tercih etmenizi öneririm, biz ikinci gidişimizde Ibis Styles içinde bulunan ve oldukça renkli olanını tercih ettik, lezzet açısından hiçbir fark yoktu.
Nostalji Restoran, garsonları İngilizce bilmeseler de lezzet ve fiyatları iyi olan, Ukrayna lezzetlerini de bulabileceğiniz restoran. Servis yavaş, acıkmadan önce gidin. Burası Lviv Handmade Chocolate’ın karşısı gibi, yazılışından adını anlayamayabilirsiniz. Ben mantıya benzer bir yemekleri olan patatesli ve peynirli varenyky tercih ettim, damak tadımıza uygun olmakla birlikte çok da leziz olmayan bir yemek. Et-tavuk-balık çeşitleri oldukça fazla, hepsi de lezzetli. Özellikle “Rings of Lord” oldukça başarılıydı. Varenyky 10 TL’ye yakın, et ve tavuklar da 15-25 TL arası.
Blackwood Burger & Cafe bloglardan birindeki tavsiye üzerine gittiğimiz ortalama bir hamburgerci. Klasik burger ve cheeseburger tercih ettik, yanındaki patatesler oldukça taze kızarmış geliyor. Bira ve su haricindeki içeceklerse soğuk değil.
Chehocych Kafe, öğlen atıştırmak için gittiğimiz gara yakın bir mekan. Çorbası lapa gibi, tercih etmenizi pek önermem. Sandviç olarak geçenler genelde hamburger ekmeği arasında geliyor ve oldukça doyurucu. Biz vejetaryen olanından tercih ettik, bezelyeli, fasulyeli ve soslu değişik bir lezzetti. Aynı zamanda salatalar da var. Fiyatları 15-25 TL arası, Lviv geneline göre biraz yüksek. Kahveler için de aynı durum geçerli ancak kahve içen arkadaşımız pek memnun kalmadı; kahvesinin lezzeti her kahve için geçerli olmayabilir.
Lviv Coffee Manufacture, hem kahve almak hem de ateşli bir kahve deneyimi yaşamak için uygun. Alt katına inerseniz kafanıza taktığınız baretlerle karanlık kahve madenini gezebilir ve oturup gözünüzün önünde ateşle yakılarak üzerinde karamelize şeker oluşturulan tatlı kahvenizi içebilirsiniz. Burada kahveden ziyade şovun başarılı olduğunu belirtmek lazım. Kahvenin tanesi 52 Grivna (yaklaşık 8-9 TL). Birçok yerde şubesi var ancak biz meydandakine gittik, diğer yerlerde benzer bir maden var mı bilemiyorum. Alt katında değil de üst katta oturmak isterseniz arkadaki avlusunu tercih etmenizi öneririm.
Svit Kavy, Türk Kahvesi ve tatlı açlığınızı giderecek, iç mekanından rahatlık ve huzur akan mekan. Rynok meydan üzerinde de var, ancak biz Boim Şapel’in sokağındakini tercih ettik (Katedralna Meydanı, 6). İçeride birçok katı var ve koltuklu oturma seçenekleri mevcut. Cezvede kahve tercih ederseniz özel bir aparatta kumda pişiriyorlar, biraz uzun sürebiliyor. Tat olarak bizimkinden farklı olsa da benzer lezzet arayanlar için ideal, ayrıca fal da bakabilirsiniz. Fiyat yaklaşık 7 TL civarıydı. Kahvenin yanında kuruyemişli tart tercih edebilirsiniz. Strudeli sosla servis ediyorlar, o yüzden oldukça yumuşak. Ayrıca kek ve makaron seçenekleri de mevcut.
Lviv Handmade Chocolate, çikolata severlerin önce göz sonra karın doyuracağı mekan. Eritilmiş sütlü, beyaz ya da bitter çikolataya badem, meyve, fındık gibi şeyler ekletebilirsiniz. İkinci katta çikolatalar sergileniyor, birçok çeşit mevcut. Tanesi 8-10 Grivna yani 1-2 TL civarında değişiyor. Paket çikolatalar da hediyelik hazır kutular da mevcut. En üst katta çatı arası mevcut, tatlı bir mekan. Bir katta da çocuk oyun alanı bulunuyor. Eritilmiş çikolatalar da 8 TL civarı.
Bambetel Kafe, yine Türk Kahvesi açlığınızı giderebilecek, bulunduğu geçitten dolayı konumunu sevdiğimiz mekan. Yine Svit Kafe ile benzer şekilde hazırlanıyor kahveler. Fiyatları biraz daha uygun, 5 TL civarı. Tatlı çeşitleri Svit Kafe kadar fazla değil.
Libraria Bar hemen her gün canlı müzik olan, kütüphane havasında bir bar. Ermeni Katedrali’ne çok yakın olmakla birlikte avlusuna geçilmesi gereken binanın girişinde bir şey yazmadığından bulması biraz zor olabilir. Öncelikle uyarmam gereken konu müziğin öyle geç saatlerde değil 8’de başlayıp 10 gibi de bittiği, biz 10’a doğru gitmemize rağmen yine de canlı müzik için 30 Grivna (yaklaşık 5 TL) aldılar, yani lütfen erken gidin. Hem atıştırmalık, hem içki hem de çay türü alkolsüz içecekler mevcut. Fiyatlar Lviv geneline göre biraz daha yüksek. Biz mocktail tercih ettik, ancak çok da memnun kalmadık.
Forum Lviv, bizim AVM’lerden pek bir farkı olmayan mekan. Aynı markalar, benzer fiyatlar.
Pazarlar, çiçekçiler her yerde; çikolata hediyelikleri de yaygın.