Trabzon’da Gezilecek Yerler

Karester Yaylası

Karaster Yaylası Uzungöl’ün tepelerinde yer alıyor, Garester diye de biliniyor. Yayla gezisi heyecanla beklediklerimdendi ancak havanın azizliğine uğradık. Bırakın aşağıları görmeyi sisten yayladaki evleri görmek bile zordu, fotoğraftan da anlayacağınız üzere. Yaylada sıcak süt ve ayran satıyorlardı. Gerçekten de içtiğimiz ayranın tadı oldukça güzeldi ve restoranlarda içtiklerimize hatta evde yaptıklarımıza benzemiyordu. Kesinlikle tavsiye ederim. Ben yaylaların en çok çiçeklerini sevdim sanıyorum, diğer özelliklerini göremediğimden de olabilir bu elbette. Mor, mavi, pembe; değişik türlerde çeşit çeşit çiçek… İçini gezmedik ama yaylalardaki evler de genelde tek katlı, hoş evler. Yaylalara yükseğe çıktıkça oksijen azaldığından kan yapısı değişiyormuş; 21 gün kalıp alyuvar sayısını mı arttırsak diye düşünmeye başladım.

Karaster Yaylası

Uzungöl

Hakkında duyduklarımdan, fotoğraflarda gördüklerimden sonra çok beklentiyle gitmedim. İyi ki de öyle yapmışım, bazı noktalardan baktığımda (yapıları değil de ağaçları görebildiğiniz noktalar az da olsa mevcut) sevdim bile diyebilirim. Elbette etrafındaki bungalov, restoran ve otel kalabalığında gezmek çok hoş olmuyor. Hiç olmasın demiyorum, elbette birçok benzer yerde bu tarz yapılar var ama bu kadar çok ve düzensiz olması; doğaya uyumlu yapıların yapılmamış olması asıl sıkıntı bence. Gölün etrafını yaklaşık 1 saatte yürüyerek turlayabilirsiniz.

Uzungöl

Zigana Geçidi

Zigana Geçidi neden geldik acaba diye sorguladığım yerlerden biri oldu. Fotoğraf çektiğimiz yerin özel bir manzarası yok, geçit desen bildiğiniz geçit. Tek değişik yanı geçidin bir tarafıyla diğer tarafı arasında iklim değişikliğinin olmasıymış ancak biz bu durumu da deneyimlemediğimizden pek bir anlamı olmadı.

Hamsiköy

Sütlaç için durduk tahmin edeceğiniz üzere, köyün iç kısımlarını gezmedik ancak hoş bir köye benziyordu.

Hamsiköy

Sümela Manastırı

Manastır restorasyonda olduğundan içini gezmedik, aşağıdan fotoğrafladık sadece. Yapı olarak kayalıkların içinde olması güzel elbette ama yakından göremediğimizi üzüldüm. Neyse ki aşağıdaki fotoğrafladığımız yerde ağaçlar içinde, suyun aktığı bir yerdi de keyifle kahvemizi içtik.

Sümela Manastırı

Atatürk Köşkü

Atatürk Köşkü Trabzon’un tepelerinde Soğuksu semtinde yer alan bir köşk. Köşk Kabayanidis’in yazlık köşkü olarak inşa ettirilmiş, daha sonra Atatürk’ün Trabzon ziyaretinde köşkü beğenmesi üzerine Atatürk’e verilmiş. Günümüzde de müze olarak kullanılıyor. Bahçe peyzajı oldukça güzel, değişik çiçekler ve ortancalarla kaplı. Köşkün iç mimarisi de oldukça güzel. Yemek odasındaki kalorifer peteğinin içine yemeklerin soğumaması için bir bölüm yapılmış mesela. Perde ve birkaç mobilya dışında köşk içindeki her şey orijinalmiş. Bu arada arka bahçesinde bir de kafe mevcut, köşkü gezdikten sonra ağaçların altında soluklanıp çayınızı/kahvenizi içebilirsiniz.

Atatürk Köşkü

Ayasofya

13.yy’da Trabzon-Rum İmparatorluğu’nun İstanbul’daki Ayasofya’ya özlemine istinaden yaptırılmış ama İstanbul’daki gibi bir yerle karşılaşacağınızı sanmayın elbette. Daha küçük bir yapı, İstanbul’daki kadar ihtişamlı da değil. 1964’te Edinburgh Üniversitesi desteğiyle müze olarak açılmış, günümüzde ise cami olarak kullanılıyor. Maalesef cami olunca tepesindeki freskler kapatılmış, içine girdiğinizde freskleri görebildiğiniz küçük bir bölüm mevcut. Ayrıca tahriple birlikte nemden dolayı da duvarlarda çok dökülme olmuş. En ilginç özelliklerinden biri apsis duvarındaki gemicilerin imzaları. Kral kapısında da insanlığın yaradılışını anlatan figürler mevcut. Kapıdaki sütunlardan soldaki kusursuz olmasın diye yarım bırakılmış, dikkatle bakarsanız fark edebilirsiniz. Kilisenin güneş ışığı görmeyen yerleri daha iyi korunmuş. Örneğin, geç kalanların ibadet ettiği bölümde İsa’nın mucizelerini anlatan freskler oldukça sağlam.

Ayasofya

Bu yazımı 2017’de gerçekleştirdiğimiz Doğu Karadeniz tur yazımdan alıntıladım. Rize, Artvin ve tüm gezdiğimiz noktaları okumak isterseniz ilgili yazıma göz atabilirsiniz.