Atina’da Gezilecek Yerler

Anafiotika

Anafiotika eski evleri ve bahçeleri, bazı evlerin güzel kapıları, merdivenli daracık sokakları, yolda karşılaştığım ilginç duvar sanatları ve tepeye çıktığınızdaki manzarasıyla benim için Atina’nın en sevdiğim noktalarından biri oldu. Bir de Yunanistan olan filmlerde gördüğümüz beyaz merdivenli sokaklara en yakın yer burasıydı. Adeta büyük bir şehirde değil de bir tatil kasabasındasınız gibi… Aralarda hoş kafelere rastlamak da mümkün. Buralar tabiki fotoğraflamak için de güzel oluyor.

Biz Saint George of the Rock Kilisesi’nin oraya çıktığımızda oldukça hoş bir Atina manzarası bizi karşıladı. Bir de şansımıza kilise çanları ve yakınlarda çalan bir sokak müzisyenine denk gelince burada düşündüğümüzden daha fazla zaman geçirdik.

Exarchia

Exarchia, daha bohem ve anarşist noktalarından biri. Duvar resimleri hoştu, ancak bu bölgeye ilk gittiğimizde biraz tedirgin olmuştuk. Kafelerinin olduğu meydan hoşuma gitmişti diye hatırlıyorum. Bu meydan yakınlarında Strefi Hill’i ararken iltica etmiş bir Kürt’e de rastlayıp sohbet etmiştik, genellikle bu bölgede yaşadıklarını söylemişti ve tepeye nasıl çıkabileceğimizi tarif edip görülecek pek bir şey yok aslında demişti ki haklıymış.

Strefi Hill, tepe yerine tepecik diyebileceğimiz bir nokta; diğer tepelerinden sonra burada manzara olduğunu söyleyemem. Daha çok yerlileri piknik, köpek gezdirme, günbatımında arkadaşlarıyla bir şeyler içmeye geliyorlar gözlemlediğim kadarıyla. Bir de fazla düzensiz, hatta biraz kirliydi.

Lycabettus Hill

Lycabettus Hill Kolonaki’den 20 dakika gösterse de oldukça tepede olduğundan bitmek bilmeyen merdiven ve yokuşlarla ulaştığınızı hatırlatayım. Yürüyerek çıkmak zor gelirse bir füniküler de mevcut ama füniküler için bile biraz yokuş çıkmanız gerekiyor diye hatırlıyorum. Bu tepeden de Atina’nın güzel bir manzarasını almak mümkün ama biz Anafiotika’yı bu açıdan daha çok sevmiştik. Belki burası daha yüksekte ve daha geniş alanı gördüğünden her şey çıktığı ve küçük de gözüktüğü için daha az cazip geldi. Akropolis’i uzaktan çekmek için gelinebilir ama bence şart değil, zaten birçok yerden görüyorsunuz. Gece fotoğrafları daha hoş duruyordu, belki ışıl ışıl bir Atina manzarası daha iyi çıkabilir.

Bu tepeden ziyade tepeye çıkarken geçtiğimiz yokuşlarda gördüğümüz üst tabaka mağazalar, tarz insanlar ve kafeler, caddelerin düzenliliği gibi sokaklarında keşif yaptığımız Kolonaki Bölgesi’ni görmek daha ideal oldu.

Olimpik Stadyum

Olimpik stada giriş normalde paralıydı ama biz bir açık kapı görünce dalmış bulunduk ve bakıp çıktık, hatta fotoğraf bile çekildik. Stadyum severler için görülmesi cazip bir yer olabilir ama bizim için çok önemli bir nokta değildi. Stadyum civarındaki çiçeklerle süslü kapıları olan evler bana daha cazip geldi diyebilirim:)

Atina Ulusal Bahçesi (National Garden)

Şehrin merkezinde büyükçe bir park. Burada gölet kenarında ve değişik noktalarda bolca fotoğraf çektirdik. Queen Amalia’s Pergola fotoğraf için güzel noktalardan biriydi örneğin. Şehrin kalabalığından uzaklaşmış olmayacaksınız ama yeşiller içinde soluklanmak için uğrayabilirsiniz.

Akropolis Müzesi

Akropolis Müzesi Atina’nın arkeoloji müzesi. İçinde tahmin edebileceğiniz gibi çokça heykel var. Arkeoloji müzelerinde bulunan klasik eski dönemlerde kullanılan malzemeler, mezarların yanı sıra. Binanın yapısı çok modern, cam tavan altında eski dönemden şehrin kalıntılarını da görebilirsiniz. Sıra çok yoktu biz gittiğimizde ama beklemek istemezseniz bileti online da alabilirsiniz.

Akropolis

Biz Akropolis’in oraya çıktık ancak içine girmedik, dışından fotoğrafları çok daha güzel çıkıyorken içine para vermek mantıklı gelmedi. Aslında o bölgeye gitmek de gerekmiyor, uzaktan olan fotoğraflar daha da güzel.Bir de Dionysos Antik Tiyatrosu ya da Odeon’u aşağı tarafından demir parmaklıkların ardından da olsa ücretsiz fotoğrafladık. Sanıyorum Odeon of Herodes Atticus, çünkü burası konserlerin de yapıldığı kalıntıdan ziyade tiyatro özelliğini hala koruyan etkinliklerin yapıldığıymış. Maps’te ikisinde de aynı fotoğrafları koyduğu için insanlar hangisini fotoğraflamışım emin olamadım.

Civarında tabiki her turistik noktanın olmazsa olmazı satıcılar vardı, eski Yunan kadınlarıninkine benzer taçlar satılıyordu, tabiki aldım:)

Syntagma Square

Atina’da tüm yollar Sytangma Square’e çıkar demiştim ama bazı arkadaşlar hiç çıkmamış:) Biz hep yürüyerek gezdiğimizden çokça geçtik, bir de otelimize Syntagma devamındaki cadde üzerinden gidildiğinden belki. Burası hem havaalanı için taşıtların kalktığı hem de merkezi noktalar çok yakın. Meydan yakınlarında Parlemento önünde de asker değişimi törenine rastlamıştık.

Stavros Niarhos Kültür Merkezi

Ulusal Opera’nın, kütüphanenin ve birçok kültürel aktivitenin yer aldığı merkez. Stavros Niarhos Parkı da düzenli ve lavanta kokulu park. Biz marinaya giderken uğrayıp soluklandık. Binalar oldukça modern, içleri de oldukça geniş. Akşamları sanıyorum ortada bulunan havuzda renkli ışıklarla su gösterisi de oluyor. Buraya bir etkinlik vs. için geliyorsanız ya da yolunuzun üstündeyse gelin bence.

Flisvos Marina

Atina’nın hemen aşağısındaki kendi marinası bizi çok memnun etmedi, sıradan ve etrafta da pek bir şeyin olmadığı bir yerdi. Sahilden yürüyüş yolu güzel olur diye düşünmüştük ama aradığımızı bulamadık.

Pire

Biz Atina’dan 3,5 saat yürüyüşle inanmayacaksınız ama başka şehre geçtik; Pire’ye. Yolun yarısında gidiş için başka yollar aradık ama çok geçti:) Tabana kuvvet gittik ama biz ettik siz etmeyin derim. Zira yollar güzel değildi.

Pire tam bir sahil kasabası, hatta denize girmek için güzel kumsallar da var. Marina Zeas tarafına giderseniz sahilde restoranlar, kafeler, denizi izlemek için banklar… Biz dondurmamızı alıp keyifli vakit geçirmiştik. Pire’nin şehir içinde ise pek özel bir şey yoktu. Mutlaka gidilmesi gereken bir yer değil ama Atina merkezde yapacaklarınız bitti gibi hissettiğinizde değerlendirebilirsiniz. Biz dönüşte treni tercih ettik.

Psirri Meydanı

Psirri de renkli küçük evlerin, hoş kafelerin ve duvar sanatının olduğu bölgelerden biri. Bu bölgede meşhur olan Little Kook kafesi de yer alıyor, biz sadece dışardan fotoğraflayıp geçtik; bana böyle yerler fazla geliyor genelde. Bence çevrede daha hoş kafeler mevcut. Bir de burada insanlar sokaklarda, oldukça canlı bir bölge.

Pynx Hill

Pnyx Tepesi de son günümüzden önceki gün kendimizi yollara vurduğumuz bir noktaydı. Ağaçlık bir alan ve tepeden manzarası güzel, özellikle bazı noktalardan Akropolis oldukça iyi çıkıyor, çünkü diğer manzara noktalarına göre daha yakın.

Sokrates’in Hapishanesi, Kör Adamın Mağarası gibi bazı noktalar da var görülecek yerlerde ama pek bir şey gördüğünüzü söyleyemem. Akşam saatlerinde gelmeye çekinebileceğim bir yer, daha doğal bir ortam ama Akropolis’in gece fotoğrafları yine buradan da güzel.

Atina’da Konaklama

Biz Hotel @ Syngrou Fix’te konakladık. Otelden genel anlamda memnun kaldık, hala da puanları yüksek ancak çevrede birkaç evsiz vardı; ilk gidişimizde tedirgin olmuştuk. Neyseki sorunsuz geçti. Merkeze de yürüyüş mesafesindeydi. Daha lüks noktalarında konaklamak isterseniz Kolonaki bölgesine bakabilirsiniz.

Atina’da Yeme-İçme ve Alışveriş

Bu kısmı ayrı bir yazı yapmıyorum, çünkü yemek yediğimiz yerlerin tatlarını net hatırlamamakla birlikte puanlarının hala yüksek olduğunu görüp belki siz de yorumlara göre bakmak istersiniz diye yazıyorum.

Veganbeat‘i Spottedbylocals’da görüp yerli önerisiyle gitmiştik; şimdi ise yer değiştirmişler ve biraz daha fast-food havasında olmuş yeni yerleri, eski yeri daha otantikti diyebilirim. Menüsü de biraz değişmiş ama puanları hala yüksek. Veganaki dışarda oturma yeri olanlardan, müthiş bulmamıştık diye hatırlıyorum ama iyiydi, keza puanları yine yüksek. HBBH Cafe de Exarchia Bölgesi’nde keyifle oturduğumuz bir yer olmuştu, hatta bu meydanda başka kafeler de vardı. Greco’s Project ise büyük porsiyonların olduğu oldukça doyurucu bir yemekti, ortamı da hoştu.

Rocambolesco Pire Marina’da gittiğimiz dondurmacı, dondurmalarının lezzeti gerçekten iyiydi. Nancy’s sweet home’da profiterolumsu bir tatlı yemiştim ancak Türkiye’dekilerle kıyaslayınca çok da özel gelmemişti. Burada Galvanina Bio Fruit diye kırmızı meyveli bir içecek içtik, bu çok başarılıydı. Lontos ise rakı yanında hamburger yediğim mekan, ne alaka demeyin, yedim oldu:) Fiyatların yine İstanbul’a göre uygunluğu o dönemde bile bizi şaşırtmıştı. Memnun kalmıştık. Brettos‘da oturmadık ama oldukça kalabalık kokteyl barlarından. Barı fotoğraflamak için bile uğranabilir.

Alışveriş için olmasa da Yunan filozoflarının ünlü sözlerini duvara asan Thiki Greece‘e uğrayıp fotoğraf çekilmenizi öneririm. Plaka bölgesinde güzel takılar ve hediyelik eşyalar satan yerler var. Daha özel mağaza ve butiklere bakmak isterseniz Kolonaki’yi tavsiye ederim, farklı tasarımlar da bulabilirsiniz. Ermou sokağında da daha sıradan kıyafet mağazaları mevcuttu.

Not: Atina’ya 1 Mayıs tatili birleştirerek gitmiştik ve 1 Mayıs günü havaalanı taşıtları da dahil her şey grevdeydi; taksiyle gitmek durumunda kaldık. Taksi fiyatları da havaalanı için çok yüksek değil ama planlama yaparken aklınızda bulunsun. Bir de yazım 2019 ziyaretimizden, o dönemde fotoğraf makinemi kaybettiğim için birçok yazıyı yazasım gelmemişti; Atina fotoğraflarım da zira içinde kalanlardandı. Hatırladıklarımı ve yakın zamanda giden arkadaşımın görüşleriyle doğruladıklarımı yazdım.