Kitchen Bar
Mozzerallalı sandviç hayatımda yediğim en iyi mozzeralla sandviç. Bir sandviç ne kadar iyi olabilir ki demeyin, ben de derdim yerinizde olsam ama demeyin, yakınlardaysanız tavsiye edilir 🙂 Mesai saati öncesi tüm beyaz yakalılar burada toplanmış kahvelerini ayaküstü içiyordu, yereller tarafından tercih edildiğini görünce ben de girmiştim zaten. Bu arada sadece ayaküstü değil, masada da oturabiliyorsunuz. İtalya’da az bulunur bir şey.
Sicilyfooddrink Rome
Termini İstasyonu’nda havalimanı shuttle’ı beklerken hala vaktim olduğundan etrafta dolanırken karşıdan burayı gördüm. Kalabalığa güvenerek içeri girdim ve yine yanılmadım. Ufak bir antepfıstıklı tatlı (adı ne bilmiyorum, mignon diye geçiyor küçük tatlıların hepsi fiş üzerinde, üzgünüm) ve kahve söyledim. O minik tatlı o kadar lezzetli ki bitirince yenisini aldım. Bu arada insanlar burayı öğle yemeği için de tercih ediyor; salata, makarna ve diğer yemeklerden istediklerinizi seçerek tabak hazırlatabiliyorsunuz.
Venchi
Roma’nın hatta İtalya’nın birçok yerinde olan dondurma zinciri. Ben Termini İstasyonu’ndakinden dondurma tercih ettim. Yani lezzetliydi ama abartılacak kadar da değil; çok daha iyi dondurmalar yedim.
Pompi
Pompi İtalya’ya ikinci gidişimde pek tiramisu sevmeme rağmen bana tiramisu yedirtmeye başlayan yerdi. Klasiğine de orman meyvelisine de bayılmıştık. Roma’ya geçen sene tekrar dönünce aynı hevesle gidip İspanyol Merdivenleri şubesinde hayal kırıklığına uğramıştım. Bu sene yılbaşında gidince Trevi Çeşmesi’nin oradaki oturmalı daha genişçe şubesine bir şans daha vermek istedim. Neyseki buradaki şube hala başarılı. Yediğim en lezzetli tiramisu mu tartışılır ama gerçekten lezzetli. Hem klasik hem antep fıstıklı aldık, porsiyonlar büyük olmasına rağmen rahatça yiyebildik. Midemizi de şişirmedi. Bu sefer antep fıstıklı favorim oldu diyebilirim. İçeride de dışarıda da oturma masaları var bu şubesinde, kahve eşliğinde de yiyebilirsiniz.
Two Sizes
Two Sizes son dönemlerde adını sıkça duyduğumuz, önünde de uzunca bir kuyruk olan meşhur tiramisucu. Porsiyonları fazlaca küçük, hem küçük hem büyüğü olmasına rağmen büyüğü bile büyük değil. Amaç tadını damağınızda bırakmak sanıyorum. Biz klasik küçük posiyonundan aldık, krema yoğunluğunu özellikle beğendim. Klasik tiramisuda hatta Two Sizes Pompi’yi geçer diyebilir miyiz? Bunu dediğime inanamıyorum ama diyebiliriz sanki.
B67 Bistrot
Burası geçen seneki ziyaretimde otelime yakın tatlış masalarına bakarak oturduğum bir mekandı. Kahvesi de fena değildi. İnterneti de iyi çalışıyordu.
Dolce Rotonda
Pantheon’a bakan kafelerden birinde dışarda yer olduğunu görüp oturduğum mekan. Neden tatlış masalar yerine plastik/metal masalı bu kafeler bu kadar fazla bu şehirde bilemiyorum.
Kahve ve küçük bir canoli tatlısı söylemiştim, antep fıstıklısını yapmışlar. Antep fıstıklı tatlılar kalp ben. Keyifle kahvemi içip gelip geçeni izleyebildiğim bir mekan. Yurtdışındayım hissini besleyen anlardan biri.
Sant’ Eustachio Caffe
Burası Roma’nın en eski kahvecisi olarak ünlenmiş bir yer. Topjaw programında görünce son ziyaretimizde gittik. Sabah tüm masaları doluydu ve sıra vardı ancak akşam saatlerinde yer bulabildik. Bulmaz olaydık. Zira oturacaksanız mutlaka masada servis verin yazıyordu, kahvelerimizi içip ödemeye geçince nedenini anladık. Kahveler oturunca normalin iki katıydı. Yanlış duymadınız iki katı, yüzde 10 servis ücreti falan değil.
Neyse ki garsonumuz tatlıydı, tam bir İtalyan tarz ve tavrıyla. Spesiyal kahvesinden içtik ama pek de özel bulamadık, kahve bana acı geldi diyebilirim. Yine de tatmak isterseniz take away almanızı öneririm. İçeride çekirdek kahveler de satıyorlar.
Roma ile ilgili diğer yazılarım için bu sayfamı ziyaret edebilirsiniz.